Ruşen Çakır, Fransa'ya yaptığı vize başvurusunun reddedildiğini söylemişti.
Kendisinin beyanına güvenen gazeteciler de bu durumu bizzat AB yetkililerine sordular. İş büyüdü. Gelişme üzerine Fransız konsolosluğu, Çakır'ın herhangi bir başvuru yapmadığını, başvurması halinde yardımcı olacaklarını açıkladı.
Her şey çok açık olduğu halde bu köşede yine de "Fransızlar mı, Çakır mı yalan söylüyor?" diye sormuştum.
Belki de Çakır'ın açıklayacağı bilmediğimiz bir durum olabilirdi.
Çakır geçtiğimiz gün kanalında son derece net ve basit olan soruma, "Solculuktan Taraf gazetesi yazarlığına, en sonunda da Sabah gazetesine geçmiş olan bu kişi..." falan diye kin dolu, çocukça bir cevap vermiş.
Şimdi ben, kendini Olimpos'ta gazeteci tanrısı gören bu ukalaya ne diyeyim?
İlla seviyesine inip hakaret mi edeyim?
***
Evet, senin gibi kovulduğu kanalın (NTV) vandallar tarafından yakılmış aracı önünde poz verecek kadar militan, at gözlüklü değilim.
Kendimi bildim bileli özgürlükçü, demokrat, sivil siyaseti önceleyen, ötekinin yanında duran bir güzergâhta ilerlemeye çalışıyorum.
Yelpazenin farklı renklerindeki gazetelerde de çalıştım. Görüşlerimi ifade etmeme müsaade ettiği sürece hiçbir basın kuruluşuna karşı önyargım olamaz.
Çalıştığım basın organları görüşlerimi, doğru bulduklarımı ifade etmeme müsaade etmeyince de pek çok kez yaptığım gibi istifa edip yoluma gittim.
İşim bu.
Hepsinden önemlisi, bu mesleği senin gibi yabancı istihbarat fonlarının mamasıyla yapmadım, yapmıyorum. Benim bağımsızlığımı sorgulamak senin gibi foncuların düdüğünü çalan birinin haddine mi?
***
Ama hâlâ bunların konumuzla alakasını anlayabilmiş değilim.
Ortaya çıkan yalanını bana aklınca "dönek" diyerek örtebileceğini mi sanıyorsun?
Başvuru dahi yapmadan, aracı firmanın seninle fazla ilgilenmemesine içerleyip (ayrıcalıklısın ya) evine döndüğün halde, takipçilerine "Fransa vize başvurumu reddetti" diyecek kadar güvenilmez bir adam olduğun ortaya çıkmış...
Sense özür dileyip ayıbınla oturacağına, hâlâ benim ya da iddianın peşini bırakmayanların gazeteciliğini sorgulamaya kalkıyorsun.
Ne pişkin bir adammışsın arkadaş sen.
Bu arada videonu izlerken fark ettim, durup durup görgüsüzce "Frankofonum" falan diyorsun ya, çok sırıtıyor haberin olsun.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz