Kraliçe Elizabeth'in ölümü dünyanın bir numaralı gündemi.
Gelini Leydi Diana öldüğünde dünyanın dört bir yanından kendisine beddua eden yığınlar, şimdi kaynana Elizabeth'i "Işıklar içinde uyu" diye uğurluyorlar.
Sebepsiz değil elbette...
Kraliyetin kutsallığını zedeleyeceği düşüncesiyle dizi, film, belgesel gibi PR işlerine sıcak bakmayan Buckingham Sarayı'nın zamana uymasıyla 2. Elizabeth adeta bir pop figürüne dönüşmüştü.
Örneğin, Kraliçe'nin ölüm haberiyle 6 sezonun askıya alındığını üzülerek öğrendiğimiz The Crown dizisi... Ustaca Kraliçe'nin, dünyanın son 70 yılına damgasına vuran küresel politikalardaki sorumluluğunun üzerine bir sünger çekmeyi başarmıştı. O bir anne, eş ve "Kadın Kral"dı.
Dolayısıyla dünyada ve çevresinde olup bitene Netflix'ten izlediği kadarıyla hâkim neslin Instagram'da The Crown'ın başrol oyuncusu Elizabeth'e ağıtlar yakması şaşırtıcı değil. Olsa olsa komik.
Ne var ki bu küçük burjuva hikâyesinin hiçbir yerine oturmayan solcularımızın, kendi padişahına bile tahammülü olmayan Cumhuriyetçilerimizin, Kemalistlerimizin, hatta Mandelacı bölücülerimizin, yelpazenin solundakilerin Kraliçe sempatisi tek kelimeyle trajik.
Dün en politik olanları, radikalleri, bu çağda monarşinin sembolü olan Kraliçe'yi, "Sevimli gülümsemesi ve ekose eteğiyle aklımızda kalacak" falan diyerek uğurluyorlardı.
Kraliçe'nin ölümünü "Elizabeth Windsor hüküm sürdüğü krallığı daha yoksul, servet ve gelirde daha büyük eşitsizlikler, bariz vurgunculuk ve vergi kaçakçılığıyla (ki monarşi bunun hakkında çok şey bilir), Avrupa'daki vekâlet savaşı dahil saldırgan emperyalist faaliyetlerinin tam akışında bırakarak öldü" şeklindeki manifestoyla karşılayan Britanya Komünist Partisi, Türk yoldaşlarının acıklı durumu için ne düşünüyordur acaba?
"Allah sizi davul etsin emi", İngilizce nasıl söyleniyordu?
***
GÜL, KRALİÇE'NİN SON NEFESİNDE YETİŞTİ
Majestelerinin solcusu olur da sağcısı olmaz mı?
Olur tabii. Hatta İslamcısı bile olur.
Memlekette, dünyada sürülmemiş tarla mı bırakmışlar...
Baksanıza Afrika'dan Hindistan'a, Avustralya'dan Arabistan'a kadar Birleşik Krallık'ın sömürgesi olmuş halklar, yönetimler Kraliçe Elizabeth için yasta.
Türkiye'de ise İngiltere, Kraliçe falan deyince akla gelen ilk isim malumunuz 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.
Dün o da seri halinde Kraliçe'yle samimiyetlerini yansıtan fotoğrafları paylaşıyordu. 96 yaşındaki bu erken ölümün kendisini çok sarstığını, bir o kadar da şaşırttığını göstermek istiyordu.
Nasıl etkilenmesin...
İngiltere'ye önemli hizmetler yapmış, "adanmış kişilere" takılan Ruhani Safiyet Derecesinin Şövalye Büyük Haç Nişanı'nı bizzat Kraliçe'nin elinden alma şerefine nail olmuş "Ilımlı bir İslamcı" o...
Kraliçe'nin ölüm haberini tamamen tesadüfen Londra'da duyacak kadar da saf ruhlu üstelik.
Hakikaten başınız sağ olsun Sayın Gül.
***
KRALİÇE'NİN HAKKI KRALİÇEYE
Kraliçe'nin vefatını bizde TV spikerleri ekranda siyahlara bürünmek gibi abartılı jestlerle karşılarken, ciddi siyaset yorumcuları, İngiltere'de monarşi son bulur mu sorusuna cevap aramaya başladılar.
Zira Elizabeth, Brexit sürecinde parlamentoyu şak diye askıya alarak hükümranlığının sembolik olmadığını herkese göstermişti.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn halkı sokağa çağırırken, Guardian "Darbeyi durdurun" sloganlarını sayfalarına taşıyordu.
Çok güçlü bir karakter olan Elizabeth'in ardından 73 yaşındaki Prens Charles bu işi ne kadar sürdürebilir, göreceğiz.
Ama ne olursa olsun Sezar'ın hakkı Sezar'a...
Kraliçe 70 yıl boyunca Ada'yı bir arada ve birinci ligde tutmayı başardı.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz