Firari FETÖ'cü Kamil Maman, katıldığı bir yayında aynı örgütten Sevgi Akarçeşme isimli zatın "15 Temmuz kimin planıydı?" sorusuna şöyle cevap veriyor:
"Tabii Cemaat'in planıydı. Bunu herkes biliyordu. Burada problem Cemaat'in organize olamamasıyla ilgili. Herkes darbe bekliyordu!"
Maman, 15 Temmuz'un ellerinde patlamasının sebebini de şöyle özetliyor:
"Cemaat (FETÖ) kendi kendini patlattı. Hep matematiksel hareket etti. Çetelesi iyi olan herkese güvendi. Öyle bir zorlukla (yargılanma) karşı karşıya kalınca bülbül gibi öttüler (itirafçılar)..."
İki firari FETÖ'cünün bu röportajı örgüt içinde büyük tartışma yaratmış durumda.
Röportajı yapan Akarçeşme ise kaş yapayım derken göz çıkarttığı için eleştirilerin hedefinde... Belli ki 15 Temmuz sonrası "Kontrollü darbe bu" diyerek FETÖ'cülere ve kripto unsurlara can simidi atan Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemini desteklemek isterken konuğuna hâkim olamadı.
Kemal Bey, bakın FETÖ'nün en ateşli militanları bile artık 15 Temmuz gecesi hatalar yaptıkları için başaramadıklarını açıkça tartışıyorlar... Özeleştiri yapıyorlar.
Sizse CHP Genel Başkanı koltuğundan, benim diyen FETÖ'cünün bile ısrar edemediği "Kontrollü darbe" iddiasını sündürerek devam ettiriyorsunuz.
FETÖ'cüler "denedik başaramadık" diye kabul ederken, o gece rüzgâr tersine dönünce araziye uyan ne kadar militan varsa görevlerine iade edilmeleri için dişinizi tırnağınıza takmış durumdasınız.
Öyle ki pozisyonunuzu, FETÖ'cülerden oy almak refleksiyle açıklamak artık mümkün değil.
"Zaten amacım bu değil, oy için yapmıyorum" mu diyorsunuz?
Ne diyorsunuz?
***
BİZ ANLADIK SAYIN BAKAN, DERT ETMEYİN
Dün yayınlanan kısacak bir video var.
Afrika ziyareti kapsamında 27 Temmuz'da Benin'e giden Fransa Cumhurbaşkanı Macron, "mevkidaşı" Patrice Talon ile baş başa konuştuğu sırada biraz ilerdeki Dışişleri Bakanı Agbenonci'yi yanlarına çağırıyor.
Macron, yanlarına gelen Agbenonci'nin yakasında toz varmış gibi parmak uçlarıyla süpürüyor...
Evet, evet bildiğimiz o çocukça, üstenci hareket... Macron'un her defasında faka bastığı kof kabadayılıklarından kestiği klasik bir poz...
Bakansa, Macron'un eliyle dokunduğu yeri anında parmak uçlarıyla temizleyerek silkeliyor. Ürkek de olsa ters bakışı da gözlerden kaçmıyor.
Ne var ki Afrikalı Bakan'ın üstüne çok gitmiş olmalılar, alttan almış... Ne yapsın adam, hükümeti Fransa'ya göbekten bağlı.
Canınızı sıkmayın, biz sizi anladık Sayın Bakan...
Umarım bir gün sömürgecilere hak ettikleri gibi davranmaya ve arkasını getirmeye cesaret edebilirsiniz.
***
BRAVO BAŞKAN!
UEFA'sından Ukrayna Büyükelçisi'ne, Avrupa basınından bizim spor yazarlarına kadar Fenerbahçe- Dinamo Kiev maçında tribünlerden işitilen "Vladimir Putin" tezahüratını kınamayan kalmadı.
"Tüm zamanların en vahim tezahüratı" falan diyorlar.
Kulüp yönetimi de panikle "Biz de Zelenskiciyiz, vurmayın" anlamına gelen bir açıklama yayınladı.
Ben de dün bir bardak suda fırtına kopartıldığını, futbolun "biraz da bu" olduğunu yazdım.
Yazımı "Gözler Başkan Ali Koç'ta... Bakalım o 'mahalle baskısına' nasıl tepki verecek?" sorusuyla bitirmiştim.
Koç öğlen saatlerinde "Ukrayna'dan özür dilemeyeceğiz" diyerek dik durdu.
Bravo!
Zira spora siyaset bulaştı diye yakınanların, taraftar Putin değil de Zelenski diye tezahürat yapsaydı "İnsani dayanışma" şeklinde güzellemeler yapacaklarını hepimiz biliyoruz.
Politik doğruculuk soslu bu ikiyüzlülüğe pabuç bırakmanın anlamı yok.
