CHP Genel Merkezi dün genel başkanlarının evinin elektriğinin açıldığını, Kılıçdaroğlu'nun artık aydınlıklar içinde oturacağını duyuruyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP tabanında bile saçma bulunan ve parti yandaşı muhalif basında da savunulamayan eylemine son verip 3 aylık toplam 1030 TL tutarındaki birikmiş faturalarını ödemiş.
"Sembolik bir eylem, bir haftalık..." demişti... O kadar bile dayanamadı.
Ama Kemal Bey'in ödenmemiş bir hesabı daha var.
Unutmuş olamazsınız...
Kılıçdaroğlu, "Türkiye'deki elektriği kesik 4 milyon ailenin sesiyim" dedikten sonra Enerji Bakanı Fatih Dönmez'den, "Hayır, 290 bin evin elektriği kesik" cevabını alınca sözlerini kanıtlamak için harekete geçmişti.
"4 aydır elektriği kesik" dediği bir eve ziyarette bulunmuştu.
Ne var ki Enerji Bakanı Fatih Dönmez bu kez de "Kendinizi yine isteyerek ve bilerek karanlığa mı gömdünüz? Yapılan incelemeler sonucu o gün evin elektriği varmış" diyerek Kemal Bey'i ikinci kez yalanladı.
Kılıçdaroğlu'nun kendisini yalan söylemekle suçlayan bakana cevabıysa çok sert oldu:
"Erdoğan'ın enerji bakanı budur. Beceriksiz, yalancı, kelime cambazı. Ey bakan, bu yazdığın yalansa, hemen istifa edecek misin? Sizi gidi algıcılar sizi..."
Enerji Bakanı'nın son hamlesi, Sabancılara ait olan Başkent Elektrik'in resmi belgelerini yayınlamak oldu.
Belgelerde açıkça görülüyordu ki, Kemal Bey'in ziyareti sırasında evin elektrik şalteri indirilmiş, sonrasında da açılmıştı...
Şimdi bu durumda ne olması gerekiyor?
Kemal Bey'in sözlerini geri alması, bakandan ve kamuoyundan özür dilemesi, "Arkadaşlar beni aldatmış, sorumluları cezalandırdık" demesi falan beklenmez mi?
Bu iş bu kadar ucuz mu?
***
BABACAN, DAVUTOĞLU'NA GOL ATTI
Ali Babacan'ın, eğer rüyasında partisinin oyunun yüzde 7'yi aştığını görmediyse ittifaktan ayrılmasının tek bir sebebi olabilir... O da bir dahaki seçime yatırım.
Kendisi için en mantıklı pozisyon bu.
Daha ortada somut hiçbir kazanım yokken bile makamları paylaşamayan bu altı benzemez koalisyonunun, seçimi kazansa bile ömrünü tamamlayacağını o da anlamış olmalı.
Bu durumda ittifakı dışarıdan desteklemiş görünmek işine yarayabilir. Masanın tüm yüküne ortak olmamış olur. Muhalefette müstakil bir aktör olarak öne çıkabilir...
Bence aynı küsurata oynayan Davutoğlu, Babacan'ın hamlesini duyunca "Keşke elimi çabuk tutup aynı resti ben çekseydim" diye hayıflanmıştır.
Ama zaten o da masada daha fazla duramaz.
***
ÖYLE TROLLENMEZ BÖYLE TROLLENİR!
Elon Musk dün yeni aldığı Twitter'a dair projelerini anlatıyordu:
"Twitter'ın halkın güvenini hak etmek için siyasi olarak tarafsız olması gerekiyor. Bu solu da sağı da eşit oranda üzmek anlamına geliyor..."
"Gerek duyarsam Instagram'ı da alırım ama Facebook için aynı şeyi söyleyemem. Fakat Facebook'u satın alıp tamamen kapatma fikri kulağa hoş geliyor."
"Şimdi de Coca- Cola'yı satın alıp içine tekrar kokain koyacağım."
"Twitter'ı maksimum eğlence yapalım..."
Musk'a, Twitter'ı anonim hesapların manipülasyonundan temizlemeyi vaat ettiği için kızan toller, trolleme nasıl olurmuş görsün!
Bence Elon'la birlikte yalnızca Twitter değil, seçimler öncesi ABD de gerçekten çok eğlenceli olacak.