Pandeminin başından beri süren hekimlerin maaşlarıyla ilgili tartışma, TTB grevi derken son günlerde daha hissedilir oldu.
Sosyal medyada bazı hekimler de maaş artış taleplerini diğer meslek gruplarıyla kıyaslamalar yaparak dile getiriyorlar.
Boya badana işi yapan ustaların yevmiyesinin kendilerinden yüksek olduğunu söylüyorlar.
Biri de aynen şu örneği vermiş:
"Sinir onarıyor. Süre 1-2 saat. 300 TL alıyor.
Boru sıkıyor. Süre 5-10 dk. 300 TL alıyor."
Elbette mesleki ehliyet için altı yıllık tıp eğitimi almak kolay iş değil. Pandemide zaman zaman unutulduğunu görsek de Hipokrat yemini gibi etik kurallara uygun çalışmak da büyük sorumluluk.
Ancak, iş bulunca, gündelik çalışan işçilerin de doktorlar gibi sürekli maaşları, sosyal hakları, güvenceleri yok. Bu da koşullarının son derece ağır olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, herkesin fiyakalı görünen mesleklere yöneldiği, emek yoğun işlere tenezzül etmediği piyasada ücretleri de talep belirliyor.
Dahası bu örnekte görüldüğü üzere hekimlere "ne verilse az" denilirken onların emeklerinin karşılığı hep "fazla mı" diye sorgulanıyor; küçümseniyorlar.
Aklıma rahmetli Cem Karaca'nın 70'lerin sonuna denk gelen devrimci zamanlarında sistem eleştirisi yaptığı, kapıcı Kasım'ın kızı Safinaz'ın şarkısı geliyor:
"Fiyatlar artıyordu, Kasım'ın ücreti sabit
Fiyatlar artıyordu, Safinaz okuyordu
Safinaz'ın okuduğu kitaplar yazıyordu
Bir doktorun işçiden şerefli olduğunu..."
Gel de takılma şimdi...
Şarkının sonunda işçi olan Safinaz'ın okudukları acaba "tıp" kitabı mıydı?
***
EN KÂRLI YATIRIM, İŞLEK BİR YERDE HAPİSHANE
Danimarka, artan mahkûm sayısına "kiralık" çözüm bulmuş.
Adalet Bakanlığı, ülkede 2015 yılından bu yana artan mahkûm sayısı nedeniyle Kosova'dan 300 hapishane hücresi kiralanacağını açıklamış. Hücreler Danimarka'dan sınır dışı edilecek mahkûmlar için kullanılacakmış.
Eskiden en iyi yatırım, işlek bir yerde tekel bayii derlerdi.
Şimdi galiba en akıllıcası, göç yolları üzerinde hapishane...
Şaka bir yana, bu gidişat hiç hayırlı değil.
Görmek isteyene, AB'nin dünyanın nasıl bir sürece hazırlandığının açık göstergesi.
***
GERÇEKTEN TEK RAKİPLERİ TÜRK HAVA YOLLARI!
Pandemide şehirler arası otobüs taşımacılığına getirilen yolcu sınırlamaları nedeniyle bilet fiyatları iki katına yükselmişti.
Yüzde 50 kapasite sınırı geçtiğimiz mart ayında sona erdi. Ne var ki otobüs bileti fiyatları düşmedi. Aksine uçak bileti fiyatlarıyla yarışıyor.
Dün her yerde haberdi. İzmir-İstanbul arası otobüs fiyatı 220 TL iken, uçakla aynı yolculuk 230 TL'den başlıyormuş.
PCR testi zorunluluğu gibi müşterilerin seyahatlerini ötelemesine neden olan, dengeleri bozan her türlü sınırlamaya bir an önce son verilmeli.
Sektörden ekmek yiyen onca insan rahatlatılmalı.