Ahmet Hakan, Bülent Arınç'ın "Kafamı bozmasınlar cumhurbaşkanı adayı bile olabilirim" şeklindeki "yükselişine" çok içerlemiş.
"Yok mu şunun boyunun ölçüsünü alacak biri" diye iktidara sesleniyor.
Öyle işte...
Birkaç yıl önce, hendekler döneminde, sokakta bombalar patlarken saz çaldırmak için programına çıkardığı Selahattin Demirtaş'ın ezgileriyle içlenirken görürdük kendisini...
Demirtaş içeri girip eski patronu Aydın Doğan kendisiyle birlikte Hürriyet'i sattığından beri iktidara karşı "hassaslaştı" Ahmet.
Neyse, aynı mahallenin mahsulü olan ikilinin "kendini tutamıyormuş" pozlarıyla atışmaları devam ediyor.
Sosyal medyada gördüğüm kadarıyla merak ediyorsunuz... O halde size bu işin nerede biteceğini söyleyeyim.
Yok canım, karakolda falan değil... Ahmet'in programında tatlıya bağlanır mesele.
Hatta Ahmet yayına, Arınç'ın tartışmaya dahil ettiği kedisini de alabilir.
"Minnak minnak", pardon minnoş minnoş yuvarlanırlar...
"Onca ağır laflar ettiler birbirlerine. Nasıl bakarlar yüz yüze? O kadar da değil" diye düşünmeyin.
O kadar!
Sizin gibi "sıradan" insanlar olduklarını mı sanıyorsunuz?
Onlar, "profesyoneller" kardeşim!
İkisi de "böyle ayrıntılara" takılıp kalmamayı zaman içinde kişilik olarak benimsemişler.
Ağızlarından çıkan sözlerin hiçbir hükmü olmadığı için, başkalarının sözlerini de önemsememeye alışmışlar.
E tabii, ilgi müptelası olmalarının da profesyonelliklerinde katkısı büyük.
Dolayısıyla "Hangisi daha profesyonel?" sorusuna net bir cevap vermekte zorlanıyorum.
***
DR. CEO!
Kovid aşılarından bu yıl en az 35 milyar dolar kâr elde etmesi beklenen Pfizer'ın CEO'su Dr. Albert Bourla, uzun bir dönem boyunca her yıl Kovid-19 aşıları yaptırmanın gerekli olacağını söylemiş.
Senede bi' kerecik...
***
'ECNEBİLER' NEVŞİN MENGÜ'YE MAAŞINI ELDEN Mİ VERİYOR?
Casusluk iddiasıyla tutuklanan DEVA Partisi kurucusu Metin Gürcan'a partisinden önce sahip çıkan gazeteci Nevşin Mengü, "Rapor yazmak suç değildir" diyor.
Haklı, tabii ki değil.
Ancak demek ki MİT, raporu yazan kişinin birkaç yıl önce TSK'da üst düzeylerde görevli olmasından "işkillenmiş".
Bu da egemen bir devlet için paranoyakça bir yaklaşım olmasa gerek.
Gürcan'ın avukatlarından önce savunmaya geçenlerin, ona kefil olanların sahip oldukları bilgilerden haberim olmadığı için soruşturmayla ilgili peşin hüküm veremiyorum.
Ne var ki, Gürcan'ın yazdığı bir raporun "telifini" niçin elden, otoparklarda almış olabileceğini anlamıyorum.
Üstelik de yabancı bir ülkenin diplomatının elinden...
Ecnebilerin para pul konularında ne kadar şeffaf olduklarını Nevşin Mengü hepimizden iyi bilir.
Şimdi nerede çalışıyor bilmiyorum ama bir ara Almanya'nın sesi Deutsche Welle'deydi. Maaşını elden, otoparkta almıyordu herhalde.
