Türkiye metroda delikanlı pozlarıyla yengeç gibi yürüyen bir adamın, kadınlara ekmek bıçağıyla saldırmasını konuşuyor.
Medya ısrarla saldırının "bilinmeyen bir sebeple" başladığını yazıyor ama bu seferki tacizin bahanesi gayet net...
Yayınlanan görüntülerde, başkalarını korumak için cesurca ayağa kalkıp kof kabadayıyı madara ederken izlediğimiz Senanur Damgacı isimli hanımefendi şunları anlatıyor:
"Orada cilbaplı bir hanımefendi oturuyordu. Maskesi ağzını kapatıyordu, burnu hafif açıktaydı. İlk başta kadına o yüzden laf söyledi, söylenmeye başladı. Hemen karşı tarafımda oturuyordu. Kadının cildinde yara vardı, 'Cildim yara, kusura bakmayın özür dilerim, maskeyi biraz indirmem gerekiyor, hava alması gerekiyor' diye izah etmesine rağmen adam sataşmaya devam etti. Sonunda kadın çok mülayim olduğu için 'Ben bunu alırım' herhalde dedi kafasında. Sonra ayağa kalkıp bağırmaya, üstüne yürümeye, küfürler, ağır laflar söylemeye başladı. Sonrasında ben kadına bağıramayacağını, öyle laflar söyleyemeyeceğini söyledim. Sonrasında zaten bana saldırdı."
Yakalanan saldırganın ifadesi de "maske, mesafe, temizlik" temalı:
"Metroda karşımda oturan kadının maskesini takmadığını gördüm. Maske takması yönünde uyardım ve kadın bana kızgın bir şekilde karşılık verdi. Astım hastası olmama rağmen maske taktığımı kadına söyledim. Olayla ilgisi olmayan ve ismini bilmediğim başka bir kadın ve annesi bana bağırdı ve hakaret etti. Tartışma büyüdü..."
Peki bundan sonra ne olur?
Hiçbir şey olmaz.
Polis, sağ olsun zanlıyı içimizi soğutacak şekilde gözaltına aldığına dair görüntüleri yayınladı... Ama yasalarımızın ölüm olmadığı sürece bedensel bütünlüğe yönelik saldırıları önemsemediğini biliyoruz.
Kim bilir, belki mahkeme, maske uyarısı yaparak "vatandaşlık görevini" yerine getirdiğini söyleyen sapığa "iyi hal indirimi" bile uygulayabilir.
Anlayacağınız, benim bu sefer de adaletin layıkıyla yerini bulacağına dair bir beklentim yok.
Metroya maskesiz bindiler diye mağdur kadınlara geriye dönük ceza kesilmesin yeter!
Bu arada, ortalıkta gözükmeyen metro güvenliği neyle meşguldü acaba?
Doğru ya... Asıl işleri olan maske, mesafe kontrolüyle.
***
KILIÇDAROĞLU, CUMHUR İTTİFAKI'NA ÇALIŞMIYORSA...
Daha adayları bile yok ama Millet İttifakı, kurulan ilk sandıkta tulum çıkartacağına emin.
Her gün erken seçim talep ediyorlar... Saadet'i, Babacan'ı, Davutoğlu'nu, TİP'i, HDP'yi falan da yanlarına alırlarsa 50+1'i aşacaklarını gösteren anketler yayınlatıyorlar.
Kılıçdaroğlu memurlara, bürokratlara amirleri gibi talimatlar vermeye başladı bile.
Hatta ortaklardan, Millet İttifakı iktidarının yol haritasını tartışmaya başlayanlar da var.
Kimse kusura bakmasınmış... Seçimi alınca öyle hemen parlamenter sisteme dönme vaatlerini yerine getiremezlermiş...
Önce AK Parti'nin tüm izlerini spatulayla kazımak için bir geçiş süreci olacakmış...
Evet evet, sosyalizme, "altın çağa" geçiş için öngörülen "proletarya diktatörlüğü" aşaması gibi düşünebilirmişiz. Hani şu Sovyetler'de 70 yıl süren zulüm var ya, ondan.
İyi de...
Madem işler bu kadar yolunda, planlar, "stadyumlar" bile hazır... Kılıçdaroğlu neden sertleşti, hırçınlaştı o zaman?
Dün yine Erdoğan'dan Bahçeli'ye, eşiktekinden beşiktekine tüm Cumhur İttifakı'na tehditler, hakaretler savuruyordu... Yine sokağı işaret ediyordu... Gerdikçe geriyordu...
Sizce "İktidar gerginlikten besleniyor" tezini ağzından düşürmeyen Kılıçdaroğlu ne yapmaya çalışıyor?
Erdoğan'a, Cumhur İttifakı'na çalışmayacağına göre... Bir kez daha sandığı alamayacağını anladı da "Ya benimsin ya kara toprağın" diye ülkeyi ateşe atmaya mı çalışıyor?
Cevabı olan aklı başında bir "muhalif" varsa dinlemek isterim.