Eskiden de İstanbul'un trafiği çok iç açıcı değildi.
Ama hiç olmazsa belli saatlerde ve noktalarda...
Şimdi kentte güzergah ayrımı olmaksızın 7/24 trafik var.
TEM'de, E 5'te, caddelerde hatta yalnızca taksicilerin bildiği pypass yollarda... Sabah, öğlen, ikindi, akşam...
Geçen gün arkadaşımı Avrupa yakasından Caddebostan'a bırakayım dedim. Aman Allah'ım!
Gidiş geliş 2,5 saate yakın sürüyor. Üstelik öğlen vakti...
Yağmura soğuğa aldırmadan toplu taşımayı kullanayım deseniz o pratik bir çözüm olmaktan çıkıyor artık. Sefer saatlerinin araları çok açıldığı ve arızalar da sıradanlaştığı için araçlar tıklım tıklım.
Peki niye böyle oldu?
Gözlemlediğim kadarıyla, bir defa planlamayla ilgili sorunumuz olduğu kesin. Toplu taşımada hangi saatlere ek sefer konulması gerektiği bile doğru düzgün hesaplanamıyor. Yol düzenleme, asfalt dökme, kaldırım genişletme gibi işlere de zamansız girişiliyor. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu aylarda, okullar kapalıyken ya da yazın bitirilebilecek işler bitmek bilmiyor. Anlaşılan o ki taşeronlar eğer beceriksiz değillerse işi bir sebeple uzatıyorlar.
Dahası Beşiktaş Meydanı'nda devam ettiği gibi, keşmekeşi daha arttıracak "formüller" birbiri ardına deneniyor.
Şehir koca bir şantiye yeri!
Tamam. Belli ki seçim sonrası uzun süredir belediyenin ulaşım hizmetlerini yöneten deneyimli kadrolar, yöneticiler işten çıkartıldı. Yerlerine deneyimsiz isimler getirildi. Onlar da henüz işlerine alışamadılar.
Beypazarı olsa neyse... Alışırlar zamanla öğrenirler diyeceğiz ama 16 milyonluk bir şehirden bahsediyoruz.
İnadı bırakın, eski kadrolardan, profesyonellerden, halktan yardım alın.
Kaybetmezsiniz kazanırsız.
***
28 YAŞINDA BİR KAYMAKAM
Artvin Kemalpaşa Kaymakamı Mehmet Faruk Sargın, girdiği bir sınıfta kendisine tokalaşmak için el uzatan öğretmeni azarlamış.
Önce Kaymakamın tepkisini kovid tedbirlerine falan bağlamaya kalktılar. Sonra Artvin Valiliği'nin, kaymakama "tembihatta" bulunduğu açıklandı.
Olay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun müdahalesi ve Kaymakam Sargın'un öğretmene çiçek verip özür dilemesiyle tatlıya bağlandı.
Herkes mevzuu devletbirey ilişkileri ekseninde değerlendiriyor.
Kendilerine bazı noktalarda katılsam da kaymakamın ve öğretmenin birlikte verdiği poza bakınca edeceğim büyük büyük lafları yutkunuyorum.
Zira devletin taşradaki elini değil, gencecik, toy bir delikanlıyı ve onunla yaşıt öğretmeni görüyorum.
Eminim genç kaymakamımız meslek hayatı boyunca kendisine çok faydalı olacak sonuçlar çıkartmıştır kendisine. Akranı öğretmenimizin de olan biteni olgunlukla karşılayacağından şüphem yok.
Önemli olan hata yapmamak değil. Hangimiz kusursuzuz?
Mesele yanlışta ısrar etmemek. Samimiyetle özeleştiri vermek. Bir ders çıkartmak.
***
HEPİMİZ ORADAYDIK SAYIN BAŞKAN!
Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu, "15 Temmuz'da köprülere ilk biz çıktık" diyor.
Aksu durup dururken söylemiyor bunu elbette...
Kendisi "Niye kısa mesafe yolcu almıyorsunuz" sorularını yanıtlıyor.
Eyüp Beye, İçişleri Bakanlığı'nın müdahale etmesini gerektirecek kadar ciddi bir sorunun odağındaki isim olduğunu hatırlatırım.
Ve sorunumuzun kendisinin ya da taksici esnafının yurtseverliğiyle alakalı olmadığını da.
Hepimiz oradaydık sayın başkan.