Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Elmalı davasındaki adli tıp raporunu merak ediyor musunuz?

İnsan, hiç tanımadığı kişilerin adının karıştığı ve Twitter'dan okudukları dışında bilgi sahibi olmadığı bir pedofili iddiasıyla ilgili hüküm verebilir mi?
Verir.
Günlerdir Elmalı davasıyla ilgili tepkileri canlı canlı izliyoruz işte...
Haber bültenlerinde, gazete köşelerinde, Twitter'da, Instagram'da, Facebook'ta iddianın ortaya atıldığı ilk andan itibaren bir linç furyası başlatıldı.
Sanki, pedofili gibi, yeryüzündeki herkesin karşısında tavır aldığı, hukuk sistemlerinin zamanaşımı uygulamadığı bir suçu telin etmemek mümkünmüş gibi...
Kafasını kaldırmadığı akıllı telefonunun ekranında her gün manipülasyonlarla zihni bulandırılan vatandaşın tepkisinden bahsetmiyorum... Ya da tık peşindeki "vicdan kuaförü" ünlülerden...

Beni asıl düşündüren, bu linç dalgası üzerinde sörf yapan gazeteciler, hukukçular, siyasetçiler...
Instagram hikâyelerinde beddualar okumadan önce ne olup bittiğiyle ilgili bir şeyler öğrenmeye çalışmaları gerekmez miydi?
İşleri, sorumlulukları bunu gerektirmez mi?
Hepsinden önemlisi, sosyal medyada kimin yazdığı bile belli olmayan, yayılması telafisi imkânsız sonuçlar doğuracak bir hikâyeye kefil olmak insanlık mıdır?
Bilgi sahibi olmadan, adları, adresleri ifşa edilen, resimleri boy boy gazetelere basılan insanlar hakkında bu kadar ağır ithamlarda bulunmak çocuk oyuncağı mı?
Bakın, dün Elmalı davası hakkındaki şüphelerimi ele aldığım makaledeki en hayati sorulardan biri daha açığa çıktı.
Demirören Haber Ajansı, günlerdir yorum yapmadan önce ulaşmaya çalıştığım adli tıp raporuna ulaşmış. Kendilerini tebrik ediyorum.
DHA'nın haberine göre, Elmalı davasında en güçlü delil olarak gösterilen 12 Şubat 2021 tarihli adli tıp raporunda aynen şöyle deniyor:
"Babaannenin çocuklarda gözlemlediğini öne sürdüğü fiziksel ve psikolojik problemlerin olmadığı tespit edilmiş, çocuklar sorulduğunda da bu fiziksel sıkıntıları yaşamadıklarını beyan etmektedir."
Hani Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi, adli tıp raporuna rağmen sanıkları tahliye etmişti?
Evet, hepimiz biliyoruz ki bu gelişme bile her şeyden çok emin olan körelmiş zihinlerinde ve vicdanlarında en ufak bir şüphe yaratmayacak.
Bir daha aynısı olsun, yine aynısını yapacaklar.
Çünkü aradıkları gerçek değil yalan da olsa kafalarındaki kalıplarını doğrulayacak iddialar.
Umurlarında olan da çocuklar, hak, adalet, "başkasının" onuru, gururu, hayatı falan değil vicdan sandıkları egoları.

***


ÖZLEMİŞİZ
Pandemi sınırlamalarının kaldırıldığı gece Beyoğlu civarındaydım. İstanbul eski günlerdeki gibi cıvıl cıvıldı.
Atmosfer, sarı taksiler ve motosikletler sayesinde Mumbai trafiğini aratmasa da bu hengâmeyi bile ne kadar özlediğimi fark ettim.

***


DOĞU PERİNÇEK'LE BİR AKŞAM YEMEĞİ
Perşembe akşamı, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in Karaköy'deki tarihi Mahkeme Lokantası'nda verdiği akşam yemeğine katıldım.
Yemekler güzeldi, sohbet de. Ve Perinçek yine çakı gibiydi.
Sanki yaş aldıkça gençleşiyor. Zira ömrünü adadığı siyasi programına ve hedeflerine olan inancının, enerjisinin her geçen yıl arttığını gözlemliyorum.

Her sözünün sonuna Türkiye'nin geleceğinden ne kadar umutlu olduğunu, bu umudu hiç kaybetmememiz gerektiğini ekliyor...
Perinçek konuşurken, yaş ortalaması 25 civarında olan masadaki partili gençlerin tepkilerine baktım. Perinçek, genç yaşlarına rağmen partinin üst düzey yöneticilerini gerçekten heyecanlandırıyor. Perinçek'in kırk yıllık yoldaşlarından Erkan Önsel'in gözlerinde de aynı etkiyi gördüğümü söyleyebilirim.
Belli ki Doğu Bey de enerjisini, partinin karar alma mekanizmalarına yerleştirdiği gençlerle mesaisinden alıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA