İBB Sözcüsü Murat Ongun her gün sosyal medya hesaplarından Marmara'daki müsilaj temizleme çalışmalarıyla ilgili görseller paylaşıyor.
AK Partili siyasilerse orijinal videoları yayınlayıp, Ongun'un "İBB yapıyor" diye paylaştığı temizlik görüntülerinin aslında hükümetin çalışmaları olduğunu söylüyorlar.
Dün Sabah'ın manşetinde bu konu vardı. Muhabirimiz Barış Savaş, "Marine Traffic"ten Ongun'un "Hiç durmadan çalışıyor" dediği gemilerin hareket kayıtlarına ulaşmış.
Habere göre İBB Dökü-1, 27 aydır Unkapanı iskelesinde atıl durumda. İBB Dökü-2 ise 25 Mayıs-24 Haziran arasında sadece birkaç kez hareket etmiş. Bu seferlerde kıyılardan topladığı müsilajı da tekrar Marmara açıklarında dibe verdikten sonra bakıma çekilmiş...
Ongun hakkındaki "montaj görüntü paylaşma" iddialarını destekleyen belgeli, fotoğraflı ciddi bir haber.
Murat Bey, bir montajınız, pardon mâniniz yoksa kamuoyunu aydınlatır mısınız?
Resmi kayıtlar, hiç durmadan çalıştılar dediğiniz halde gemilerinizin Haliç'ten hareket etmediğini gösteriyor.
"Denizi karadan temizlemeye başladık" açıklaması da ortaya konulan soruları cevaplamıyor.
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaşta da değilsiniz ama...
Acaba diyorum, müsilaj gemilerini, Fatih Sultan Mehmed'in aksi bir rotada, karadan mı Marmara'ya yürüttünüz?
***
KEMAL BEY'İ FAİK ÖZTRAK MI TUZAĞA DÜŞÜRDÜ?
CHP yöneticileri, Kılıçdaroğlu'nu özür dileme zahmetinden kurtarmak için Katar skandalının üstüne tüy dikmeye devam ediyorlar...
CHP Sözcüsü Faik Öztrak son bir hamle daha yaptı...
Ama ne hamle... Aklını siyasi husumete esir etmeyen CHP seçmenini ve gazetecileri sosyal medyada, "Yalanda ısrar edip kendinizi de bizi de rezil ediyorsunuz" diye kahredecek cinsten...
Şöyle ki, Öztrak'a göre, Türk öğrenciler üniversiteye giremesin, kontenjanlar Katarlı öğrenciler için boş kalsın diye bu sene sorular zor yerden gelmiş!
Evet, koskoca ana muhalefet partisinin sözcüsü, en ufak bir mahcubiyet belirtisi göstermeden söylüyor bunu...
Utanması gerektiğini söylüyorum. Çünkü Öztrak da 2.6 milyon nüfuslu Katar'da sadece 313 bin kişinin vatandaş olduğunu biliyordur; bilmeli... Ve bunların içinde yurtdışında okuyan burslu öğrenci sayısının 1000; tıp dahil sağlık alanında öğrenim görenlerinin sayısının sadece 27 olduğunu da...
Hadi, bu zengin 27 Katarlı öğrencinin tümünün, kendilerini almak için atmadıkları takla kalmayan ABD ve İngiltere yerine Türkiye'ye gelmek istediklerini varsayalım.
Yahu, bir avuç öğrenci için, Katar'ın nüfusundan fazla gencin (tam 2 milyon 607 bin) girdiği bir sınavı değiştirmek hangi ileri zekâlının aklına gelir ki?
Evet, görüyoruz sizin aklınıza gelmiş
Yoksa bu hesaba aklı yatan hesap uzmanı genel başkanınızı da siz mi ikna ettiniz?
20 yıldır iktidar bekleyen CHP'li seçmen, kuruluşundan bu yana sülalece partiyi adeta kayyum gibi yöneten bu profile razı oldukça daha çok bunalıma girer.
***
VALİ BEY'E, ANAYASA'YI HATIRLATIYORUM
Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, "Aşı olmamış kişilere yönelik bazı kısıtlamalar söz konusu olabilir. Kamu kurumlarına girişlerde aşı olma şartının aranması, uçak bileti, şehirlerarası toplu taşımada aşı olma şartı aranabilir" demiş...
Türkiye hukuk devleti. Vatandaşlar da haklarını ve özgürlüklerini Anayasa'ya ve yasalara göre kullanıyor.
Tedaviyi kabul veya ret kişinin tasarrufundadır; dayatma olamaz.
Kamu hizmetlerinden yararlanmak için de herkesi eşit kabul eden Cumhuriyet'in vatandaşı olmak yeterlidir. Gün aşırı aklına gelen şart dayatamaz.
Seyahat hakkı ise ancak somut ve mantıklı gerekçelere dayanan yasal tedbirlerle sınırlandırılabilir. "Şu ilacı almazsan, bu aşıyı yaptırmazsan hasta olursun" gibi, doğruluğu, işlevi henüz bilimsel olarak kanıtlamamış gerekçelerle bu evrensel hak engellenemez.
Aşı teşvikine eyvallah Vali Bey. Dünyanın her yerinde de yapılıyor. Ama pandemiyi gerekçe göstererek anayasal hakları tartışmaya açanlar, ancak Kuzey Kore gibi ülkeler.