Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Yılmaz Özdil’in Sedat Peker kadar itibarı yok mu?

Sözcü yazarı Uğur Dündar geçen gece bir televizyon kanalında aynı gazetede yazan kankası Yılmaz Özdil'i "Karşıma çıkarsan fena yaparım" diye tehdit ediyordu.
Sebebi, Özdil'in firari Sezgin Baran Korkmaz hakkında ABD tarafından hazırlanan iddianamede bazı muhalif kanallarla ilgili kara para suçlamalarının yer aldığını söylemesi...
Habertürk'te patlayan Veyis Ateş skandalı nedeniyle günlerdir yazdığımız Korkmaz'ın, Uğur Dündar'ın da kuruluşunda yer aldığı Artı1 TV'de para akladığını ima etmesi...

"Bağımsız bildiğimiz gazeteciler" diyerek dostlarına sert girmesi.
Aslında CHP medyasıyla ilgili bu iddia ilk değil. Daha önce Yurt Gazetesi'nin sahibi CHP'li Durdu Özbolat da, Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'a "Tele1'in kaynağını açıklamazsan sana sorarım; kaynak benden çaldığın paralar mı yoksa Akın İpek'ten aldıkların mı?" demişti...
Yanardağ da cevaben Özbolat'ın geçmişte Çankaya Belediyesi'nde işçi olarak çalıştığını ve gazete kuracak parayı nereden bulduğunu sormuştu.
Muhalif diye CHP'li seçmene yutturulan kanalların parasının FETÖ firarilerinden, kara paracı tiplerden geldiği iddiaları yenilir yutulur cinsten skandallar değil.
Ancak her zaman olduğu gibi pek çok küresel karanlık ağı ortaya çıkartacak bu rezaletlerin üstü CHP medyası tarafından özenle örtülüyor.
Şimdi de parti medyasından yayılan kötü kokuların burnuna kadar geldiği anlaşılan Özdil'in ifşasını ve Dündar'ın kestiği raconları "dost kavgası" diye basitleştirmeye çalışıyorlar.
İşleri bu.
Ancak okurlarının hali tam bir paradoks.
Öyle ya, "Oluk oluk kanlarını akıtacağım" diye kendilerini tehdit eden bir mafya liderinin her lafına "Hak, adalet, pislikler ortaya çıksın" diyerek tam itimat edeceksin... Üzerinde tepineceksin... Ancak Özdil gibi, arzuhalcin olmuş sembol gazetecilerin ağzından çıkanı görmezden geleceksin.
Bünye mi dayanır?

***


SEN HAYIRDIR YA!
1.5 yıldır işlevi kanıtlanmayan, fazla tedbir göz çıkarmaz denilerek uygulamaya konan ve ekonomiksosyal açıdan astarı yüzünden pahalıya mal olan yasakları alkışladılar...
Siyasal iktidarı, aylarca sürecek tam kapanma gibi daha radikal tedbirler almadığı için yerden yere vurdular. Muhalefeti, hükümeti hayatı tam durması için itekleme stratejisine zorladılar...
Akıllarınca hayatı durdurup ülkeyi kitleyince iktidarın altın tepsi içinde önlerine geleceğini öngördüler.
Bu uğurda her türlü leş ajitasyona sarıldılar...
Üç beş müşteriyle ayakta kalmaya çalışan esnafın lokantasından, kahvehanesinden görüntüler paylaşıp "Doktorlar ölürken bu sorumsuzluk" dediler.

"Sosyal ilişkiler, kültürel üretim durdu, bu hasarlar nasıl telafi edilecek" diye soran ve zaten medyada sayıları bir elin parmağını geçmeyen gazetecileri de "Derdiniz bu olsun" diye küçümsediler, linç ettiler.
Şimdi ise, birtakım izolasyon tedbirlerinin kaldırılması planlanırken, sosyal medyada, köşelerinde "özgürlükçülük" oynuyorlar... Sözüm ona bazı yasakların işlevini sorguluyorlar...
Kafalarına saksı düşmedi elbette...
Bilinçleri gayet yerinde.
Günü kurtarmaya çalışıyorlar, o kadar.
Ve sizleri balık hafızalı sandıkları için de dümeni sert kırıyorlar.
Nasıl olsa yersiniz diye düşünüyorlar.

***


PARAYI SİZ ALIYORSUNUZ AMA ŞENOL BEY
Üç maçta bırakın yenmeyi sahada varlık bile göstermeyerek elenen Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, "İstifa edecek misiniz?" sorusuna özetle şöyle yanıt veriyor:

"İş yapıyoruz. Çaycıya kadar herkesin
sorumluluğu var. Ben yetkili olduğum için sorumluluğu üstleniyorum."
Kendisine Türk halkı olarak müteşekkiriz.
Zira ayda 3 milyon lira maaşa çekilecek yük değil doğrusu!

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA