Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Zorlama yok ama istersen yaptırma!

Akademiye sorsanız aşılanmak bir "insanlık görevi".
Bu kez dinler de bilimle karıştırılan akademiyle aynı görüşte. Din adamları ağız birliği etmişçesine aşı yaptırmamanın günah olduğunu söylüyorlar.
Egemen devletler, ulusal aşılama kampanyalarında inisiyatifi Dünya Sağlık Örgütü liderliğine devretmiş durumda.
Topyekûn küresel seferberlik havası öylesine etkili ki, gıda takviyelerinin tanıtımı bile zararlı olabilir şüphesiyle sınırlandırıldığı halde, üreticilerin kefil olmadığı aşı markaların reklamları kamu spotu gibi yayınlanıyor...
Anayasal hakkını kullanıp aşıların sonuçlarını görünce kararını vermek isteyenler, hatta "Yerlisi bulunsun bakarız" diyenler "aşı karşıtı" diye yaftalanıyor.

Mecazen söylemiyorum. Hindistan'ın Madhya Pradesh eyaletinde aşı olmayanların boyunlarına "Tehlikelidir" yazan dokümanları asması zorunlu tutuluyormuş. Amaç, diğer insanların "onlardan" uzak durmasını sağlamakmış. Aşı olanlara ise verilen dokümanlarda "Vatanseverim, çünkü aşı oldum" ibaresi bulunuyor.
Nasıl sevdiniz mi?
Oysa düz dünyacılar gibi gruplar dışında aklı başında kimsenin kategorik olarak aşı karşıtı olduğu falan yok.
Köpek ısırınca gidip paşa paşa kuduz aşısı olmayan var mı?
Kaldı ki, sonuçları bilinmeyen ilaçlara koşa koşa denek olmamak gibi sıradan, rasyonel bir refleks ne zamandır marjinal sayılmaya başladı?
Aşıyı dinlere ve ulus devletlere kutsatan üretici ülkelerin, aşı pasaportunda marka tercihi yapmasının bilimsel izahını merak etmek çok mu garip?
Yaptıranı koruduğu iddia edilen aşıya mesafeli olanların, "Başkalarının hayatını tehlikeye atıyorsunuz, kul hakkı yiyorsunuz" gibi ajitasyonlarla sıkıştırılması normal mi?
İlk soruya cevabınız evetse, kuduz aşısına "inanmıyorsanız" tek söyleyeceğim, umarım bir köpeği ısırıp gazetelere haber olmazsınız... Ha bu arada suya da fazla yaklaşmayın, kendinizi kötü hissedebilirsiniz.
Eğer diğer üçüne de evet diyorsanız getirin aşıyı, Sinovac'mış, BioNTech'miş seçen, üstüne de bir bardak soğuk su içmeyen namert olsun...

***


KEMAL BEY'LE AYNI GÖRÜŞTE OLDUĞUMUZA BAHSE GİRERİM
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, "CHP iktidar olsa milletin anasını ağlatır. Milleti perişan eder" diyor...
İnce 45 yıllık CHP'li... Partiyi ondan iyi bilen azdır.
Sözlerini duyunca "İyi ki 24 Haziran 2018 seçimlerini kaybetmiş" diyor insan. Zira o cumhurbaşkanı seçilseydi, milleti perişan eder dediği CHP, kendisiyle birlikte iktidar olacaktı.

Tabii eğer seçildikten sonra kendisini aday gösteren Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu ve "Milletin anasını ağlatır" dediği Genel Merkez'i tasfiye etmeyi planlamadıysa...
İnce'nin cevabını gerçekten merak ediyorum...
Kemal Beyi'nkini etmiyorum.
Çünkü benimle aynı görüşte olduğunu, onun da "İnce iyi ki seçilmemiş" diye düşündüğünü tahmin etmekte zorluk çekmiyorum.

***


NE ZAMAN HÂKİM OLDU Kİ?
Tüm sitelerde aynı başlıkla bir haber...
Abdurrahim Albayrak gözyaşlarına hâkim olamamış.
Twitter sohbet odasında Fatih Terim ve Mustafa Cengiz hakkında konuşurken duygu dolu anlar yaşamış. Albayrak, Başkan ve hoca konusu açılınca duygusallaşıp hüngür hüngür ağlayarak yayını terk etmiş.

Ben Abdurrahim Bey'i ne zaman ekranda görsem gözyaşlarına hâkim olamıyor. Seviniyor ağlıyor, üzülüyor ağlıyor... Duyduğuma göre maçlarını izlerken Galatasaray gol attığında ya da yediğinde yanında yöresinde kimse kalmıyormuş. Herkes kaçıyormuş.
Buradan spor medyasındaki meslektaşlarıma sesleniyorum...
Artık Abdurrahim Bey ağladığında haber yapmayın. Belli ki aşırı duygusal bir abimiz, doya doya yaşasın hislerini.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA