Uşak hariç tüm Türkiye sert izolasyon tedbirleriyle daralırken Doğu ve Güneydoğu illerimiz neyi farklı yaparak yasaklardan kurtuldular?
Ne oldu da vaka sayıları koca koca kentlerde 5'lerde, 10'larda seyrediyor.
Otomobille 3 bin 500 kilometre yol kat ettiğim bir haftalık Mavi Vatan seyahatimde bu sorunun peşine düştüm. Özgürleşen Doğu illerimizin sırrının ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Rahatlıkla söyleyebilirim ki, vatandaşların açık havada maske gibi izolasyon tedbirlerine uydukları için Mavi Vatan'da vaka sayılarının düştüğü tezi tek kelimeyle hikâye...
Kamusal alanda insanların maske zorunluluğuna uyuyor görünmelerinin sebebiyse OHAL dönemlerinden kalma alışkanlıklar. Vatandaş, "Devletle başım belaya girmesin" diyerek "mış" gibi yapıyor.
Sözünü ettiğimiz illerde insanların yüz yüze iletişimi tercih ettikleri, kalabalık ailelerin bir arada yaşadığı ve taziye gibi toplu etkinliklerden vazgeçmedikleri de bir gerçek.
Dolayısıyla Mavi Vatan'da mesafe kuralına uyulmasının işe yaradığı da inandırıcı değil.
Temizlik konusunda da bölgede tüm Türkiye'den farklı bir hassasiyet gözlemlediğimi söyleyemem.
Geriye kalıyor, bölgede doğal besinlerin tüketilmesi, havanın temiz olması ya da genç nüfusun fazla olması gibi bağışıklığı güçlendiren coğrafi avantajlar...
Ama bence en önemli ipucu, bölgenin Çin'den sonra büyük dalgayı yaşayan İran'la sınır komşusu olması. Pandemi ilan edilmeden aylar önce buralarda korona benzeri şikâyetler yoğun olarak gözlenmiş.
Sokaklarda kiminle konuşsam, adı konulmasa da ta Aralık 2019'da pek çok kişinin korona olduğunu söylüyor. 2020 yazına kadar da neredeyse hastalanmayan kalmamış. Sağlık personeli, yerel idareciler ve kanaat önderleri de bu durumu doğruluyorlar. "Bölgede sürü bağışıklığı büyük oranda gerçekleşti" diyorlar.
Mavi Vatan turumun ardından ben de koronanın izolasyon tedbirlerinden bağımsız bir yayılım seyrinin olduğuna daha çok ikna olduğumu söyleyebilirim.
Anlaşılan o ki, kapansan da kapanmasan, tedbir alsan da aynı sürede geçiyor bu senenin mevsimsel gribi korona da... Tıpkı eskilerin grip için söylediği gibi.
***
MAVİ VATAN'DAYKEN ÖZLEDİKLERİM
Tamam, Mevlânâ yerden göğe kadar haklı. Bence de...
Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Ama insan geride bıraktıklarını da arıyor... Mavi Vatan seyahatinde o şehir senin bu şehir benim koştururken; sabahları yola koyulmak için erkenden uyurken; üçü bir arada olanlar dışında kahveyi zor bulurken üç şeyin kıymetini anladım:
Evimde mutfak ile salon arasında gidip gelmek de ne iyiymiş...
Başımı yastığa gece geç saatte koymak ne güzelmiş.
Her istediğimde fincanımı, bulanmadan, donmadan kahveyle dolduran makinem ne hoşmuş.
***
BU CEZA BANA AĞIR GELDİ!
Mavi Vatan'da bulunduğum sürece trafik kurallarına en çok uyan vatandaş olduğuma yemim edebilirim ama kanıtlayamam.
Güzergâhım üzerindeki kentlerde sinyal verdiğim, kırmızıda durduğum için olağan akışı aksattığıma da bölge halkı şahittir.
Ne var ki yaptığım tek hatada bedelini ödedim. Siverek çıkışında hız sınırını 9 km ihlal etmişim.
Cezası 314 TL Olacak iş mi?
***
KAMYONCU LOKANTALARINDAN ŞAŞMA
Yolda acıktığımda yemek yiyecek yer ararsam kamyoncuları takip ederim. En temiz, en iyi yerleri onlar bilir. Yine öyle yaptım. Yanılmadım.
Siverek girişinde şoförlerin tercih ettiği bir lokanta işleten Mustafa Akgül gerçek bir gurme.
Siverek kebabı ve özellikle terbiyesiz tavuğu muazzamdı.
***
EN KRİTİK 52. HAFTA
Türkiye'de ilk korona vakasının ilan edildiği tarih 11 Mart 2020'ydi. Bir yıl önce...
Dönüp o günlerdeki yazılarıma baktım.
20 Nisan'da, "En kritik iki haftadan önceki kritik haftalar" başlıklı yazımda "Önümüzdeki iki hafta çok kritik. Çünkü daha sonra en kritik iki haftaya giriyoruz" demişim.
Şaka yapayım demiştim. Ama 52 hafta devam edeceğini bilseydim daha ciddi olurdum.