CHP Denizli Milletvekili Teoman Sancar, geçtiğimiz günlerde partisinden istifa ettiğini açıkladı.
Basında okumuşsunuzdur... Sancar'ın istifa nedeni, çekilen bir videosuymuş. Birileri bu videoyla milletvekiline şantaj yapıyormuş. Pazarlığa Genel Merkez bile dahil olmuş.
Sonrasını muhabirimiz Ümit Erkan Demircan'ın Sabah'taki haberinden okuyalım:
"CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile pazarlığa oturan şantajcılara önce iddiaya göre CHP'li belediyelerde iş teklif edildi. Şantajcılar bu teklife sıcak bakmayınca Torun, durumu Kemal Kılıçdaroğlu'na iletti. Kılıçdaroğlu'nun ise Torun'a, 'Kadın kaç yaşında. Reşit mi?' diye sorduğu, Torun'un 'Kadın değil efendim' demesi üzerine Kılıçdaroğlu'nun 'Bunu taşıyamayız, istifa etsin' dediği öğrenildi. Daha sonra Sancar'a boş kâğıt imzalatıldı ve boş kâğıt, istifa dilekçesi olarak düzenlendi."
Acaba Kılıçdaroğlu, Sancar'la videosu olan kişinin erkek değil kadın olduğunu öğrenseydi CHP'nin bunu da kaldırabileceğini mi söyleyecekti, ne dersiniz?
Sabah'a konuşan Sancar'ın söyledikleri, bu mantıki çıkarsamamızı doğrular cinsten:
"Bu davaya gönül vermiş, aynı saflarda oturduğum koca koca adamlar, şantajcıyla saatlerce görüşüyorlar. Ama bana 'Ne oldu?' diye bile sormuyorlar. Bana sahip çıkacakları yerde kapıya koyuyorlar. Sayın Genel Başkanımızın beni çağırıp süreci benimle paylaşmasını çok isterdim. Nasıl bir kumpasın içerisindeyim bilmiyorum. Karabat ve Gaytancıoğlu'na tanınan özel hayatın gizliliği bende neden uygulanmadı."
CHP'li kadınlar, genel başkanlarının bu çifte standardı için ne düşünüyorlar?
"Kemal Bey yine kadına pozitif ayrımcılık yapıyor işte" mi diyorlar?
Gel de şimdi bunu eylemelerde Canan Kaftancıoğlu ile kol kola yürüyen LGBT'lilere anlat?
***
ŞIRNAK NE YAPIYORSA O!
Bilim Kurulu'nun yayınladığı malum haritada Şırnak, pek çok izolasyon yasağının kaldırıldığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki mavi bayraklı illerimizden.
Kurul üyelerimiz bu "mükâfatı" Şırnaklıların maske, mesafe ve temizlik kurallarına diğer bölgelerimizden daha fazla riayet etmelerine bağlıyorlar.
Karneleri turuncuyla dolu İzmirliler ve İstanbullular da "medeni" davranmayı öğrenirse şirinleri görebilirlermiş.
Geçenlerde konuyu anlattığım yazımda bölgeden gelen haklı övünç mesajlarını paylaşmıştım:
"Kadına şiddetin en az olduğu il yine Güneydoğu illeri. Kovid'in en az olduğu il yine Güneydoğu illeri. Vallahi ülkeye medeniyet dersi veriyoruz resmen." Yazıma gelen mesajlar ise çoğunlukla Şırnak'ın bu başarısının Bilim Kurulu'nun iddia ettiği nedenlerle pek alakasının olmadığını anlatıyor. Birini sizinle de paylaşayım:
"Selam, dünkü yazınıza ithafen Şırnak'a bekleriz sizi. Medeniyetin merkezinde misafir edelim. Burada kurallara uymayı bırakın test bile yaptırmadıkları için sonuç bu olabilir mi acaba? Ya da hiç umursamadıkları için sürü bağışıklığı falan. Çıkan haberlere biz burada gülüyoruz." Hangisinin gerçek olduğuna, neye gülüneceğine ya da ağlanılacağına siz karar verin.
Ben yerinde görmeden kararımı açıklamak istemiyorum.
Dolayısıyla şimdilik diyebileceğim, Şırnak ne yapıyorsa tüm Türkiye onu yapmalı.
***
HUZUR DERKEN...
Birkaç gündür tüm haber bültenlerinin en gözde konusu, yasakların gevşetilmesiyle birlikte sokakta oluşan manzaralar.
Manzara dediğime bakmayın... Gözünüzün önüne, mis gibi bahar havasında soluklanan yaşlıların, arkadaşlarıyla hasret gideren gençlerin, neşeyle oynayan çocukların görüntüleri gelmesin.
Zira basınımızın özlediği hayatla benim gibilerin düşlediği arasına pandemide dağlar girdi.
Onlar, polis ekiplerinin, zabıtaların mis gibi havada sokağa çıkan, kafelerin önünde oturan vatandaşları teker teker kontrol etmelerini "huzur görüntüleri" diye servis ediyorlar.
Benimse o görüntülerde göremediğim tek şey var, o da huzurlu vatandaşlar.
Ceplerindeki basın kartları sayesinde yasaklardan muaf olan huzurlu meslektaşlarıma, haber masasına oturduklarında vatandaşla azıcık empati yapmalarını tavsiye ediyorum.
Tabii bu cinnet günleri geçtiğinde huzur bulmak istiyorlarsa.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz