Kendisinden Psikiyatrist, Profesör Doktor ve Tıp adamı diye bahseden Arif Verimli geçen Twitter'da "döktürüyordu. Psikolojisi bozulmuş olmalı ki daha sonra tweet'ini sildi.
Ziyanı yok.
Arif Bey'in "Hakikaten sizin neyinize..." (üç noktaya sefiller ya da cahiller gelecek sanırım) sitemiyle sildiği mesajını, FOX TV yayınına katılan meslektaşı Prof. Dr. Bingür Sönmez aynen tekrar etti. Muadilinden dinleyelim:
"Herkese aşı yaptırılacak. Ama ben aşı yaptırmam diyenler birer vatan haini. Onlara kız bile vermeyeceğiz. Resmi dairelere bile giremeyecekler. Okullara gidemeyecekler. Toplu taşımayı kullanamayacaklar..."
Bereket, soluğu kesildi de "Sonrasında gaz odalarına alacağız" diye devam edemedi.
Ama bu modellerden çok var.
Geçenlerde de Prof. Dr. Bengi Başer isimli bir hekim, sözlerini eleştirdiğim için Twitter'da beni "Bence hastalanmayın, elimize düşmeyin" diye açık açık tehdit ediyordu.
"Hocam tedavi sırasında da böyle sinirlerinize hakim olamadığınız oluyor mu" deyince de tweet'ini silmiş, beni de engellemişti.
Hakikaten Allah düşürmesin de siz söyleyin, böyle hekim, bilim adamı mı olur?
Kız vermezlermiş, nikâh bile kıydırmazlarmış, ellerine düşersek vay halimizeymiş...
Hangi çağda yaşıyoruz, siz kendinizi ne sanıyorsunuz, bu neyin telaşı, siniri?
İşiniz tehditlerle, hakaretlerle, yaftalamalarla insanları korkutmak, toplumu kutuplaştırmak, propaganda yapmak, gestapo kılıklı mülki amir pozlarında halka parmak sallamak mı? Yoksa Türkiye'deki ve dünyadaki işiyle meşgul olan meslektaşlarınız gibi varsa bilimsel tezlerinizi, alternatiflerinizi dile getirmek mi?
Aşıya şüpheyle bakan, netleşmek için kafasındaki sorulara cevap arayan vatandaşı, virüs gibi gördüğünüz anlaşılan hastalarınıza karşı yıllardır içinizde biriktirdiğiniz nefreti kusarak mı ikna edeceksiniz?
Sizi gören, ceberut, üstenci sözlerinizi duyan Bill Gates bile aşı karşıtı olur be!
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
İLİM KENDİN BİLMEKTİR
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir
Yunus Emre
***
SİZE DE BU YAKIŞIR, BRAVO!
Sağlık çalışanları gibi, pandemi nedeniyle iş yükü artan diğer bir meslek grubu da polisler.
Zaman zaman vatandaşı mağdur eden bazı uygulamalarıyla ilgili kendilerini eleştirdiğim de oluyor. Ama haklarını teslim etmeliyim ki, bugüne kadar "Karakolda elimize düşmesen iyi edersin" türünden bir tehditle karşılaşmadım.
Geçen gün de sokağa çıkma yasağında evsiz bir vatandaşa ceza kesen polisler eleştiri konusuydu.
Polisin "Sokağa çıkma yasağı var, bilmiyor musunuz, niçin dışarıdasın" sorusu karşısında beyefendinin mahcup bir ifadeyle "Biliyorum. Gidecek bir yerim yok" demesi hepimizin yüreğini burktu.
Emniyet Genel Müdürlüğü de dün teşkilat olarak bizlerle aynı hisleri paylaştıklarını şu açıklamayla duyurdu:
"Polisimiz burada görevini yapıyor. Ancak bu olayın içeriğine göre davranmamız lazım geldiğini kabul ediyoruz. Ali Çiftçi'yi tekrar bulduk. Gerekli desteği ve barınmasını sağladık, helalleştik... Memleketine intikal ettireceğiz. Polis arkadaşımız da üzgün. Düzeltir, özür dileriz."
Başımıza kakmadan bizler için hayatını tehlikeye atan, zor zamanlarda operasyonda "n'olacak bizim şu özlük haklarımız" diye söylenmeye başlamayan cefakâr polisimize de hataya düşünce samimiyetle özeleştiri vermek yakışırdı.
Helal olsun.
***
MAŞALLAH İLBER HOCAM MAŞALLAH...
Hafta sonunun mevzusu Profesör İlber Ortaylı ile Cansu Canan Özgen'in yaptığı Instagram yayınıydı.
Ortaylı parmağını ısırarak devam ettiği yayının bittiğini sanmış olacak ki, Özgen'e veda ettikten sonra şu sözlerle iç geçiriyordu:
"Maşşşşallah şuna bak..."
İlber Hoca'nın Cansu'yu kızı gibi sevdiğine şüphemiz yok. Eminim ki o maşallahı da "Bu kız da kendini geliştirdi canım" manasında falan kullanmıştır.
Ama sormadan edemeyeceğim... Acaba diyorum, İlber Hoca'nın yaptığını başka biri yapsa yine sosyal medyada iş espriye vurulup geçer miydi? Yoksa linç mi edilirdi?
Maşallah, Hoca'nın kredisi çok.