Son günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı bazı gazetecilerin iddialarına cevap vere vere bir hal oldu.
Geçtiğimiz haftalarda, Emin Çapa tarafından dile getirilen "vahim bir iddia" karşısında açıklama yapmışlardı. Hangi açıdan vahim olduğuna geleceğiz ama önce hatırlayalım...
Çapa, sosyal medyadaki Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın fotosu ile 'koronavirüsü dualarla yeneceğiz' ifadesinin yer aldığı bir görseli paylaşarak Twitter'a şöyle yazmıştı:
- Merhaba karanlık Orta Çağ... Biz seni bitti gitti sanıyorduk. Ama bu topraklar Orta Çağ'a yazgılı galiba. Duayla değil bilimle yok olacak. Dua sizinle, kulluk ettiğiniz yaratıcı arasında. Hastalıklar duayla yok olsa antibiyotiğe, MR'a hiç ihtiyacımız olmazdı.
Çapa'nın yorumu üzerine Diyanet Basın Müşaviri Burak Orhan'dan şu açıklama geldi:
- Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş hocamızın böyle bir açıklaması yoktur. Yalandır iftiradır. Umarım özür dileme erdemini gösterirsiniz.
Yalanlama üzerine Çapa'nın yine Twitter'dan "hiç mi yok" şaşkınlığını gizleyemediği cevabına bakalım:
- Biraz önce Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan aradılar ve Sn Erbaş'ın böyle bir açıklaması olmadığını söylediler. Tekraren sordum, "yani Sn Erbaş, koronanın duayla yenileceğini söylemiyor öyle mi?" diye. Yanıt, "Hiç böyle bir açıklama yapmadı" oldu.
***
Diyanet dün de yine, Çapa'nın da itibar ettiği @Haluk79721982 isimli trol hesabın başka bir paylaşımının üzerine atlayan Sedef Kabaş'a cevap veriyordu.
Kabaş, profilinde "Ölümüne Atatürk" yazan bu trol hesabın "Erbaş: Fakirler cennette, şehit mertebesine yakın yedi kat yüksekte olacaklar. Belki de biz onları kıskanacağız" şeklindeki mesajını paylaşıp beddualar ediyordu:
"Sayın Ali Erbaş, size bu hayatta gani gani YOKSULLUK, AÇLIK ve SEFALET diliyorum ki, diğer dünyada yedi kat yüksekte olasınız..."
Ne var ki Çapa gibi Kabaş'ın da çark etmesi çok sürmedi:
"Biraz önce Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan aradılar ve aşağıdaki açıklamanın Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş tarafından yapılmadığını bizzat paylaştılar... Bilgilendirme için teşekkür ediyor ve sizlerle paylaşıyorum... Umarım bu hassasiyeti her daim her kesim için taşırlar."
***
Meselemiz, yıllardır millete akıl satan yaşını başını almış adamların, kadınların ne idiği belirsiz provokatör hesapları kaynak diye kullanıp sağa sola saldırmaları değil... Rutinleri bu.
Yalanlama gelince çıkıp medeni şekilde özür dilemek yerine "bu hassasiyeti hep bekliyoruz" diyerek işi pişkinliğe vurmaları da karakterlerinin işareti.
Ne zaman söz Müslümanlıktan açılsa "Orta Çağ karanlığı" metaforlarına başvurmaları ve İslam'a diyemediklerini Diyanet üzerinden söylemeleriyse ucuz ve ürkek bir oryantalizmin yansıması.
Benim anlamadığım, yalanlanan açıklamaların Diyanet'e yakıştırılamasına. "Sizin başka işiniz yok mu" diye söylenilmesine.
Pardon ama adı Diyanet olan bir kurumun dini açıklamalar yapması neden garip olsun?
Din adamlarını temsil eden bir kuruluşun, salgın hastalık sürecinde insanlara bu illetle mücadele için manevi moral destek vermesinde, duayı teşvik etmesinde eleştirilecek ne var?
Bir din adamının, bu dünyada yoksulluk, zorluk çekenlerin öbür dünyada mükâfatlandırılacağına yönelik vaazda bulunması görülmedik şey mi?
Anlayan beri gelsin.