Son CHP Kurultayı'nda partinin genel sekreterliğine getirilen Selin Sayek Böke'nin bir televizyon programında dile getirdiği "tehdit" çok konuşuluyor.
İktidara gelmeleri durumunda birçok şirkete el koyacaklarını ifade eden Böke, "Bunu nasıl yapacaksınız" sorusuna şöyle yanıt ver- miş:
"Özel sektör dediğiniz Türkiye'deki bütün kaynakları rantla yemiş olan beş şirketten bahsediyorum. Ne müzakeresi yapacağız? Müzakere falan yok. Buraya yazacağız 'Bunlar artık kamunundur' diyeceğiz ve devam edeceğiz."
"Genel sekreter" komünist partilerde genel başkana denk düşer. Örneğin Stalin SSCB Komünist Partisi'nin Genel Sekreteri'ydi.
Örgütlerden sorumlu "Komünist Canan" ne düşünüyor bilmiyorum ama belli ki Böke de makamının "manevi ruhunun" hakkını vermek için sermayeye parmak sallıyor.
***
Ama bildiğiniz üzere bu, özel sektöre karşı CHP'den gelen ilk tehdit değil. Şimdilerde Muharrem İnce ile eş zamanlı olarak otobüs kiralayan ve yurt gezilerine çıkacağı söylenen Genel Merkez'in politik komiseri Gürsel Tekin de 7 Haziran seçimleri öncesi medyada yatırımı olan özel şirketlere nasıl çökeceklerini iştahla anlatıyordu:
"Sadece el mi koyacağım, buna bulaşmış bütün işadamlarından hesabını soracağız!"
Yeri gelmişken, solculuk oynayan Tekin'in lüks gömleği hatırlatılınca verdiği yanıtı da hatırlatmadan geçmek olmaz değil mi?
"9 villa, 11 şirket, 7 tane benzin istasyonu olan bir adama gömleğin fiyatı sorulur mu? Utanmıyor musunuz?"
***
Doğrudur.
Sermayenin millileştirilmesi hedefiyle hukuku rafa kaldıran ve Varlık Vergisi gibi zulümlerle talan rüzgârı estiren CHP bu konularda deneyimli. Ancak tek parti dönemi bitip serbest ve genel seçimli demokratik hayata geçtiğimizden beri iktidara gelemeyen CHP'nin 2023'te ne kadar şansı olduğu da ortada.
Ama her şeye rağmen "iktidar perspektifinden" bir adım öteye geçip şimdiden milli sermayeye çökmekten bahseden ana muhalefetin hayalleri pek çok şeyin göstergesi.
Acaba bu popülist söylemler karşısında iş çevrelerimiz ne düşünüyorlar dersiniz? Örneğin Türk Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, CHP Genel Sekreteri'nin üretim araçlarının ve mallarının kamulaştırılması projesi hakkında bir şey söyleyecek mi?
Öyle ya İtalya doğumlu Simone Bey, temsil ettiği Türk sanayicileri ve iş adamlarının haklarını korumakla yükümlü. Konu CHP olunca Fransız takılmasının garipliğinin farkında değil mi? Ya da ciddi görünmek istemiyorsa hiç olmazsa bir espri patlatsın. "Türkiye'nin bütün liberalleri birleşin" falan desin mesela...
Hiç olmazsa şakaya vurur geçeriz halini, hallerini.