Dışarıya çok çıktığımız yok. Vatandaş işini görüp apar topar evine dönüyor. 65 yaş üstüne ve 20 yaş altına zaten sokağa çıkmak yasak. Ama iktidar işi sıkı tutuyor. Bu hafta sonu da Bilim Kurulu'nun tavsiyesine uyarak sokağa çıkma yasağını uygulayacaklar.
Türkiye'de izolasyon tedbirleri sıkılaşarak devam ederken salgının bizden iki hafta önce görüldüğü ABD ve bazı Avrupa ülkeleri normalleşme planlarını açıklıyorlar.
Örneğin Almanya, pazartesi gününden itibaren dükkânların, 4 Mayıs'tan itibaren de okulların kademeli olarak açılacağını duyurdu. Ülkede kuaförler de mayıs başından itibaren maskeyle saç kesebilecekler.
ABD Başkanı Donald Trump da dün ülke salgınla savaşmaya devam ederken ekonomiyi canlandırmayı amaçlayan üç aşamalı bir "açılma planı" açıkladı.
Trump, tüm yasakları bir anda kaldırmak yerine ufak ve dikkatli adımlar atacaklarını söyledi.
Sonra da eyaletlerden, koronavirüs vaka ya da pozitif test sayılarında "düşüş eğilimi" gözledikten sonra işletmeler için yasakları yavaş yavaş gevşetmelerini istedi.
İlk tahminlerin aksine 100 binden çok daha az kişinin ölmesinin beklendiğine işaret eden Trump'ın her zamankinin aksine çok dikkatli bir dil kullanması gözlerden kaçmadı:
"Şu andaki ölüm tahminleri daha iyimser. İyimser ölüm tahmini demek istemiyorum, böyle bir şey yok. 1 kişi bile bizim için çok fazla."
Evet, Trump'ı bile çok eleştirdiği "politik doğruculuk" sınırlarına itekleyen bıçak sırtındaki bir meseleden bahsediyoruz.
Çünkü krizin başından beri tedbirler karşısında ekonomik kaygılarını dile getirenler adeta "aforoz" ediliyor.
Bir anda, insan canı söz konusuyken parayı konuşan pis kapitalist oluyorsunuz... Ya da en hafifinden, "bilim düşmanı."
Öyle ki, bu kalkanın arkasına gizlenen Doğu Avrupa ülkeleri ardı ardına, göğüslerini gere gere Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni askıya aldıklarını açıklıyorlar.
Kimse de çıkıp Korona tedbiri ayağına demokrasiden feragat edilmesine "gık" bile diyemiyor.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson'un haline bakın... Hala kendisine krizin başlarında yaptığı ekonomi vurgusu yüzünden yükleniliyor. Hatta adamcağızın koronaya yakalanması bile dünya kamuoyunda "İlahi adalet" diye tartışıldı.
***
Oysa IMF'nin Korona tedbirleri nedeniyle yüzde üç küçüleceğini söylediği dünya ekonomisinden kaygılanmak, planlar yapmak tüm yönetimlerin asli görevi.