Rusya ile yapılan mutabakatlar sonucu İdlib'de sivilleri koruyan askerlerimizden 34'ünün şehit edilmesiyle tırmanan provakasyon günlerdir sürüyordu.
Sınır ötesinden başlatılan taarruzu, içeride devam ettirenler de vardı elbette... Yüzlerine İslamcı, Türkçü, Atatürkçü maskesi takmış FETÖ'cü troller sosyal medyadan, gazeteci kılıklı mezhepçi operasyoncular internetten, Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP de meclisten yüklendiler.
Güya "Savaşa hayır" gibi bir talebin meşruiyetin arkasına sığınarak, savaş tamtamları çaldılar.
Öyle ya, barışa can atan çatışmalarla ilgili yalanları sistematik olarak yayıp kamuoyunun milliyetçi hislerini istismar etmeye çalışır mı?
Haberlerinde, yorumlarında Esad'ın mezhebiyle Türkiye'deki bir kısım vatandaş arasında aidiyet bağı kurmaya çalışır mı? Çatışmalarda rejim'in tahrip ettiği TSK'ya ait araçların görüntülerini şebbihalar gibi büyük bir iştahla paylaşır mı?
Hele hele ana muhalefet liderinin yaptığı gibi yapar mı? Krizin çözümüne dair umut ışığı belirince Moskova'ya diplomasi masası kurmaya gidecek Türk heyetine "Topuklarınız kıçınızda" diye nanik yapar mı?
Yapar.
Hatta CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç gibi, fiili savaş halinde olan Türkiye'nin Parlamentosunda Türkiye Cumhurbaşkanı'na küfür ederek "muharebe" bile çıkartır.
Yeter ki sahada ve diplomasi masasındaki muhataplarımız karşısında elimizi zayıflatmaya yarayacak kavga kaos görüntüleri tüm yabancı ajanslara düşsün.
İlk kez denemiyorlar...
Türkiye'yi Rusya ile savaştırıp yeniden NATO'nun ABD'nin kucağına oturmak için 15 Temmuz'dan hemen önce de aynı motivasyonla harekete geçmişlerdi.
24 Kasım 2015'de bir Rus uçağının Türkiye tarafından düşürüldüğü o karanlık süreci hatırlayın. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu "emri ben verdim" demişti.
Ama tarihe, "İlk kez bir NATO üyesi ülke tarafından doğrudan düşürülen Rus uçağı" olarak geçen provokasyonu kim istemişti acaba?
Ardından birkaç ay sonra FETÖ'cü bir polise Ankara'da Rus Büyükelçisi Karlov'u öldürttüler.
Taş olsa çatlardı. Hakkını teslim etmek lazım, oyunu gören Putin sağduyulu davrandı.
İdlib'de 34 askerimizin şehit edilmesi ve sonrasında yaşananlar işte bu süreç- lerin devamıdır.
Ama yine ellerinde patladı.
Bir de tabii istediğini alan Özkoç'un kafası...
Erdoğan ve Putin dün Moskova'da bir araya geldiler.
Her iki tarafın mesajları da "olabildiğince" pozitifti.
Şimdi ilk etapta beklentimiz, İdlib'de Astana ve Soçi mutabakatlarıyla sağlanan fiili duruma dönülmesi.
Çünkü Türkiye ve Rusya savaşırsa tek kazanan batı olur.
***
Kemal Bey de Şam'a gitsin
Dün gazetelerde, Esad'ın gazetecilerinden Nidal Sabeh'in bu kritik süreçte Kılıçdaroğlu'nu yaptığı Şam daveti vardı. Sabeh samimi olduğu sözlerinden anlaşılıyor:
"Türk muhalefetinin lideri, yani müttefikimize binlerce selam olsun. Onu Şam, Abu Dabi, Kahire ve Mekke'de misafir etmek istiyoruz. Erdoğan rejimi düştüğünde CHP'yi yani müttefiklerimizi ziyaret edeceğiz. Sonra da en iyi ilişkileri kuracağız."
***
Karanlık oda
Türkiye'de şantaj montaj gazeteciliğin patentini elinde bulunduran bir internet sitesi var. İlla adlarını anacaksam, yıllardır "Karanlık oda" diyorum onlara.
Bu "Karanlık oda" kalıbı herkesin diline yerleşti ama bir kişi de çıkıp "Orası neresi abi" diye sormadı. Nasıl güzel oturmuş değil mi?