KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın İngiliz The Guardian gazetesine verdiği röportaj konuşuluyor.
Özellikle de, muhabirin sorusu üzerine Akıncı'nın "Kırım'ın ilhakı" gibi Kuzey Kıbrıs'ın Türkiye'ye bağlanmasının da "korkunç" olacağına yönelik sözleri...
Kimi okurlar Akıncı'nın durup dururken bunu söylemediğini dolayısıyla tepkilerin aşırı olduğunu iddia ediyorlar.
İyi de Türkiye ile Kıbrıs arasında, Rusya'nın Kırım'a müdahalesini akla getirecek, hiç kimsenin bilmediği bir tartışma mı var?
Hal buyken, İngiliz gazetecinin yönlendirmesi karşısında Akıncı'nın "ne alaka" demek yerine "aşırı" yorumun dibine vurmasını neyle izah edeceğiz?
Hatay Cumhuriyeti'nin 1939'da referandumla Türkiye'ye bağlanmasını kabul eden Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen'e atıfta bulunarak, "İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım" diyen Akıncı ODTÜ'yü "dışarıdan mı" bitirdi?
***
Kuşkusuz, röportajın alt metnini açık eden tek nokta,
Akıncı'nın bu anokronik örnekleri değil.
Atatürk'ün Hatay politikasını eleştiren Akıncı'nın, anlaşılmaz imalarında Atatürkçülüğü kendine kalkan olarak kullanması da
aşina olduğumuz bir ucuzluk:
"'
Kıbrıs Türk'tür Türk kalacaktır' siyaseti 1950'lerin sloganıdır. Gerçek durumla ilişkisi
yoktur...
Kıbrıs Türk halkı Atatürk ilkelerine bağlı, laik ve demokratik,
hoşgörü ve barış kültürünü içselleştirmiş
bir halk olarak çağdaş Avrupa
değerlerinde bir yaşam için mücadelesini
sürdürmek istiyor. Bu mücadeleye
ancak saygı duyulur, saldırı yapılmaz. Düzeyimi koruyarak vereceğim cevap budur."
***
Düzeymiş...
Temsil ettiği Cumhurbaşkanlığı makamını bile tanımayan Rum Kesimine,
Yunanistan'a yalvaran
bir liderde kim düzey
arar?
Seçimler öncesi, Türkiye Doğu Akdeniz'de zorlu bir mücadele yürütürken havuç peşinde koşana kim saygı duyar?
2004 referandumunda Birleşik Kıbrıs için
KKTC'deki
Türklerin yüzde 65'i "Evet", Rumlarınsa yüzde 75 "Hayır" demişken,
sığıntılığı en mantıklı çözüm olarak sunanı kim ciddiye alır?
Yönettiği ülkeye karşı
"tek hatası fazla yardım yapmak" olan
Türkiye'ye "işgalci" muamelesi yapana
kim güvenir?
Batı'dan gelen "
Türkiye'den kop gel" mesajına kapılıp, arkasında
Ankara'nın desteği olmadan
siyasi pozisyonunu güçlendirebileceğini sanan Akıncı, umarım sandıkta cevabını
hak ettiği şekilde alır.
Zira Akıncı'nın politik düzeyi, kendisi de dahil kimseye faydası olmayacağını açıkça gösteriyor.