Twitter başvuru yapan tanınmış kullanıcılarına "mavi tık" (mavi rozet) vererek bazı hesapları tescilliyor.
Ama hesabınızın yanına mavi tık alabilmeniz için yapmanız gerekenler var.
Benim başvurumda, pasaport türü resmi belgeler, doğrulanmış bir telefon ve web sitesi gibi kim olduğumu kanıtlayacak deliller istemişlerdi.
Evet, tahmin ettiğiniz üzere bugün size ABD'nin mavi boncuk gibi dağıttığı bu tıkları almanın ince- liklerinden bahsedeceğim.
Dilerseniz, daha açıklayıcı olması için son günlerdeki örnek bir başvuruyla başlayalım.
Twitter son olarak, ABD başkanı Trump'ın telefonla konuştuğu YPGPKK'nın yöneticilerinden "Mazlum Kobani" kod adlı teröristin hesabına mavi tık verdi.
Trump'ın "General Mazlum" diye hitap ettiği bu kişinin Twitter'ın kullanıcılardan talep ettiği kısa özgeçmiş kısmına ne yazmış olabileceğine bir bakalım...
***
"1967 yılında Suriye'nin Derik Beldesinde doğdum. Kariyerime ABD'nin terör örgütü listesinde olan PKK'da başladım. Basamakları hızla çıkıp 1997-2003 yılları arasında örgütün Avrupa sorumlularından biri olarak Sabri Ok'la birlikte çalıştım. Aktütün Katliamı gibi terör organizasyonlarıyla siyasi faaliyetlerime devam ettim.***
Aldığımız duyumlara göre, Abdullah Öcalan'ın "manevi oğlu" denilen Mazlum Kobani asıl "green kart" istiyormuş.
Ne var ki Trump ABD vatandaşı olmayı zorlaştırdığı için şimdilik kendisinden tıklanmakla idare etmesi istenmiş.
Gerisi nasıl olursa gelirmiş...
Mesela 16 golf sahası olan Trump'ın yakınına daha fazla sokulabilmek için saygın bir golf kulübü üyeliği...
Hatta kim bilir... Sempatik görünsün diye, Fetullah'ın ABD'deki manevioğlu Enes Kanter'le birlikte NBA maçlarında saha kenarında el ele tutuşup boy bile gösterebilirmiş.
Ama bence PKK'nın Enes Kanter'i olmaya heves eden "Mazlum Bey" elin mavi tıkına güvenip fazla gevşemesin.
Öyle ya, manevi babası Öcalan da kırmızı bültenine aldırmadan o ülke senin bu ülke benim geziyordu, hapse düşmeden hemen önce. Ama o çok güvendiği ABD bir gece paket yapıp Türkiye'nin kapısına bırakıverdi kendisini.
Kırmızısına, mavisine, yeşiline, alına moruna, tıkına mıkına bakmadan...