Barış Pınarı Harekâtı'nda sahadaki kararlılık ve başarı dış politikada meyvelerini verdi.
ABD, Türkiye'nin Suriye'deki Fırat Nehri'nin doğusunda oluşturduğu fiili durumu ve bölgedeki TSK varlığını 13 maddelik mutabakatla kabul etti. Başkan Donald Trump'ın, "Başlamışlardı, durduramazdık" itirafı Türkiye'nin yarattığı diplomatik baskının kanıtı niteliğinde.
Rusya da hafta başında Soçi'de Türkiye ile vardığı mutabakatla, YPG-PKK unsurlarının Fırat Nehri'nin batısındaki varlığına müsaade etmeyeceğini ilan etmiş oldu. Moskova imzaladığı bu 10 Maddelik metinle, YPG-PKK'nın Suriye'nin "siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün" yanı sıra "Türkiye'nin milli güvenliğine" de tehdit olduğunu teyit etti.
Neticede Türkiye daha fazla askeri güç kullanmadan amacına büyük oranda ulaştı...
Suriye'nin kuzeyinde başından beri kurmaya çalıştığı 32 kilometre derinliğindeki güvenli bölge hedefini yakaladı.
***
Peki, bundan sonra ne olacak?
Daha önce Türkiye sınırına komşu olan
YPG-PKK ile aramıza 32 kilometre derinliğinde bir "tampon" girecek.
Bu noktadan itibaren de
YPG-PKK en az bizim kadar Esad'ın da sorunu olacak. Hatta kısmen Rusya'nın da...
Çünkü ABD'nin donatıp kullandığı YPG bu kez asıl Rusya'nın güdümündeki
Şam'ın "toprak bütünlüğüne" tehdit oluşturacak.
Hatta
Suriye Dışişleri, Barış Pınarı Harekâtı'nın hemen öncesinde BM'ye, topraklarındaki YPG'yi "
bölücü bir terör örgütü" olarak tanıdıklarını bildirdi bile.
***
Bu noktada akıllara gelen soru malum...
Suriye iç Savaşı'nın başladığı 2011'den beri düşman olan Ankara ve Şam ilişkileri nereye evrilecek?
Katil Esat'la diplomasi mi olur demeyin!
Daha birkaç yıl önce
uçak kriziyle savaşın eşiğine getirildiğimiz Rusya ile şimdi
ortak taktik adımlar atmıyor muyuz?
Evet, Prusyalı General Carl Von Clauswitz'in dediği gibi "
savaş, politikanın başka araçlarla devamıdır." Ama bu sözü tersine çevirip "
politika, savaşın başka araçlarla devamıdır" diyen Michel
Foucault da haklıdır.
Ben asıl, bir yandan her platformda "
Esad'a asıl kötülük edenin" Türkiye olduğunu kanıtlamaya çalışıp bir yandan da "
Ankara Şam'la masaya otursun" diyen CHP'nin Suriye politikasının ne olacağını merak ediyorum.
Eğlenceli olacağına eminim.