ABD ile imzalanan 13 maddelik Suriye mutabakatı zafer mi yoksa bir hezimet mi?
Tarafların sürecin başındaki hedeflerini ve bugünkü pozisyonlarını karşılaştırarak bir fotoğraf çekelim, kararı siz verin.
O halde hatırlayalım:
Suriye iç savaşının başlamasından birkaç yıl sonra PKK'nın Suriye kolu PYD-YPG, oluşan otorite boşluğundan faydalanıp ülkenin Türkiye sınırına komşu bazı bölgelerini ele geçirdi.
Türkiye yıllardır mücadele ettiği PKKYPG'nin, 911 kilometrelik Suriye sınırının paralelinde fiili durum yaratarak ABD güdümü bağımsız bir devlet kurmasına müsaade etmeyeceğini açıkladı.
Söz konusu yabancı bir devletin toprakları olduğu için, Ankara tezini "güvenli bölge" kavramı üzerine kurdu.
Buna göre Türkiye- Suriye sınırının güneyinde, derinliği 30-35 km olan bir hat PKKYPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinden arındırılacaktı. Ardından bölge, Suriyeli mültecilerin dönüşüne uygun bir güvenlik standardına kavuşturulacaktı.
***
Ankara'nın teklifi Suriye'yi işgal eden devletlerden destek bulmadı.
Meşruiyetini,"
DEAŞ'la mücadele eden seküler güçler" tarifiyle izah eden
YPG ise,
ABD'nin himayesi ve TIR'lar dolusu silah
yardımıyla sahada ilerlemesini sürdürdü.
Türkiye ABD'yi, YPG'nin ilerleyişini durdurması ve Türkiye-Suriye sınırını ortadan ikiye bölen
Fırat Nehri'nin batısına geçmemesi için uyardı.
Cevap içeriden, o dönemde
ulusalcı seçmenin bile oyunu almayı başaran HDP eski Eşbaşkanı Selahattin
Demirtaş'tan gelecekti... Demirtaş, kendisinin de bağlılık yemini ettiği ülkesine şöyle seslenecekti:
"YPG Fırat'ın batısına da
geçecek sen de mal mal bakacaksın!" (28 Ekim 2015)
***
Derken Türkiye "
Bir gece ansızın" geldi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan,
1998 Adana Mutabakatı'nın ve
NATO-BM üyeliğinin
Türkiye'ye tanıdığı hakları kullanarak
düğümü kesmeye soyundu.
TSK, Afrin ve
El Bab gibi stratejik yerleşimlere askeri harekâtlar düzenledi. Türkiye-Suriye sınırını ortadan ikiye bölen
Fırat Nehri'nin doğusuna kadar olan bölgeyi terörden arındırdı.
Türkiye, geçtiğimiz günlerde de
YPG'nin asıl hâkimiyet alanı olan Fırat'ın doğusundaki bölgede Barış Pınarı Harekâtı'na başladı.
Harekâta hafta ortasında ABD ile imzalan 13 maddelik mutabakat uyarınca
120 saat ara verildi.
Bu süre sonunda YPG'li teröristler, Türkiye'nin sürecin başından beri
güvenli bölge tezinde
talep ettiği 32 km'nin güneyine çekilecek. Harekât üzerine gündeme gelen ABD yaptırımları da uygulanmayacak.
***
Diplomasiyi dış politika sananlar mektup, oturma düzeni gibi taktiklerle uğraşadursun, ortadaki stratejik sonuç şudur:
Türkiye 32 km'lik güvenli alan
hedefine, daha fazla askeri güç kullanmadan, Fırat'ın doğusunda da ulaştı.
YPG ise
insan ve ikmal kaynaklarına komşu olduğu
Türkiye sınırından güvenli bölgenin güneyine doğru sürüldü.
Üstüne, 20 millik güvenli bölge teklifini başından beri reddeden ABD, 13 maddelik mutabakatı kabul ederek
Türkiye'nin bölgedeki bu projesine imza vermiş oldu.
Gelen haberlere göre çekilmesi beklenen
PKK-YPG'liler son 36 saatte 14 taciz saldırısı gerçekleştirmiş. Umarız şu son birkaç saat daha sakin geçer, YPG'li terörstler güneye doğru defolup gider ve kimsenin canı daha fazla yanmaz.