Bildiğiniz üzere internet mecrasının da TV'leri sıkıcı hale getiren RTÜK'ün denetimine girmesine karşıyım. Tavrım bugünkü tartışmayla başlamış da değil. Geçen cuma bu köşede görüşlerimi ifade ettim. Bu yüzden "Olumlu yorumları, haksız ve acımasız eleştirileri tek tek analiz ettiklerini" söyleyen RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in cevaplarını merakla okudum.
Şahin'in açıklamasından birkaç satırbaşı aktarayım:
- "Sansürden bilerek veya bilmeden, bir amaca hizmet ederek ya da bilinçsizce bahsedenlerin iyi niyetli oldukları düşünülemez. Herkesin malumu sansür, yayınların daha yapılmadan denetlenmesi ve müdahalelerin uygulanmasıdır. Anayasamızda da açıkça sansür yasaklanmıştır." - "İnternet üzerindeki platformlarda isteğe bağlı yayıncılığı düzenleme ve denetleme çalışmalarımız hayatın doğal akışına ters düşecek şekilde olmayacaktır."
- "Birçok ülkede internet yayın içeriklerinin denetlenmesi ve içerik üreticilerinin lisanslanmasına yönelik çalışmalar mevcuttur."
- "Özgürlük demek işimize geldiği gibi her an her zeminde karşımızdakinin kutsallarına, ailesine ve değerlerine sınırsızca küfretmek değildir."
- "Gerçekler ve örnekler ayan beyan ortadayken düzensizlik ve denetimsizlik talep eden sınırlı kesimin maksadını anlamak mümkün değildir.
***
RTÜK Başkanı ayrıca halkın büyük çoğunluğunun bu denetimi talep ettiğini söylüyor.
Yayınları denetim altına alınacak olan Netflix gibi mecraların da bu işe itiraz etmediğini, çalışmaların piyasa aktörlerinin katılımıyla sürdürüldüğünü önemle vurguluyor.
Yani satan da razıymış.
Tekrara düşmeden ve uzatmadan
bir alıcı olarak kendi adıma şunları söyleyeyim.
İstanbul-İzmir arasının yeni yapılan harika otobanla
3,5 saate düştüğü bu çağda, içeriğin ışık hızına yakın bir sürede yayıldığı internet mecrasını
etkin denetleyemezsiniz.
Daha fenası, insanları güvensiz internetin karanlık mecralarına itersiniz. Çoluğu, çocuğu kumar vb. kötü alışkanlıkları teşvik eden reklamlara, tuzaklara maruz bırakırsınız. Dolandırıcılara, terör simsarlarına ıslak zemin yaratırsınız. Ve asıl o zaman
toplumsal çöküntüyü tetiklersiniz.
Yoksa aklı başında kimsenin darkweb şövalyeliği falan yaptığı yok.
Görüyorsunuz işte... Tüketiciler,
TV'deki, internet platformlarındaki, hatta tekil kullanıcıların sosyal medyadaki paylaşımlarındaki içerikler konusunda ne kadar hassaslar. RTÜK'e ve diğer mecralara gelen seyirci, dinleyici şikâyetlerini hep birlikte medyadan okuyoruz.
Her gün bir dizi karakteri uygunsuz davrandığı için sanal alemde terbiye ediliyor!
Yani denetimin hasını
bu alışverişin doğal aktörleri "piyasada" zaten layıkıyla
yapıyorlar.
***
Lisans vergi meselesini elbette Avrupa normlarında düzenleyelim. Ancak üye olunarak girilen kapalı devre sistemlerindeki yayınları, Atatürk'ün sigarasının mozaiklendiği RTÜK denetimindeki TV belgesellerine çevirmeyelim. Filmin, dizinin, eğlencenin, şarkının, klibin tadı kaçmasın.
Kısacası niyetimiz en az sizin kadar iyi Sayın RTÜK üyeleri. Talebimiz de söz konusu denetim içeriğine
dair daha somut kriterlerin kamuoyuna ilan edilip önden basın tarafından tartışılmasıdır. Çünkü
toplumsal ahlak sadece kurulların ya da görevlilerin değil, ayrımsız tüm vatandaşların,
bireylerin de sorumluluğudur.