Hafta sonu Ekrem İmamoğlu'nun ekose ceketli fotoğraflarını görünce yüzümde beliren gülümsemeye engel olamadım.
Bildiğiniz üzere bu ceket modeli Tayyip Erdoğan'la özdeşleşti. Resmi görüşmelerde, ekranda hep jilet gibi karşımıza çıkmasına alıştığımız Cumhurbaşkanı için özel tasarlanmış falan da değiller.
Bir numaranın üstünde hafta sonları göre göre dikkatimizi çeken ekose ceketlere aslında hepimiz aşinayız. "Biraz az için," "sen ne zaman evleniyorsun" nasihatleriyle aklımızda yer eden mahallemizdeki abilerden; sözünün ağırlığı olan sokaktaki amcalardan; bayram namazına, kız istemeye, kavgalıları barıştırmaya giderken gördüğümüz adamlardan.
Evet evet, bir zamanlar medyaya hakim olan vasatlar tarafından "sıradan vatandaş" diye kategorize edilen sokaktaki sahici adamlardan söz ediyorum.
***
17 yıldır, Tayyip Erdoğan'ın siyasi önderliğinde "merkeze" doğru ilerleyen ve
görünür olan "çevredeki" bu insanlar, ülkenin ağa babalarına, zenginlerine,
ozonla ağartılmış beyazlarına ve onlara özenen azıcık okumuş cahillere dert oldular.
Dönüp bir iki kuşak öncelerine bakmadan ve azıcık mahcubiyet duymadan, "
Bakkalıma benzeyen, onun gibi giyinen adamlar gelmiş bizi yönetiyor hayatım" diye yakındılar.
İşte bu yüzden gülüyorum, son gözdeleri
Ekrem İmamoğlu'nun ekose cekete bürünüvermesine.
Tamam, biliyorum, İmamoğlu'nun seküler, solcu fanları hiç üzerine alınmıyorlar bu takiyeleri. "
Ekrem baş'gan muhafazakar silkeliyor" diye teselli buluyorlar aralarında. Alan razı satan razıysa kime ne elbette. Ama vuran sen bağıran sen misali dün söylenen yine kendileriydi.
Neymiş, Ekrem Bey her sene andığı
Gezi için bu sene bir tweet bile atmamış?
Ne yapsın adam? Dün Gezi vardı,
yükselen dalga oydu. Ekrem Bey de, "
Faşizme karşı sokaktayız" ya da "#GeziyiUnutma" tweetlerini üçe beşe katlıyordu.
Bugünse başka gezide kendileri... İki bayram arasına denk gelen
seçim seyranında... O da dayıyor
beyaz çorapları, camide kuran okuma videolarını, gecede katıldığı "60-70 iftardan" görüntüleri ya da "
Cuma selamlığı" pozlarını...
Kaldı ki "Müdafa" soyadından vazgeçip "İmamoğlu seçmiş, "ekoseyliyken" ne kadar ileri gitsin adamcağız?
Bana bırakmayın, siz söyleyin lütfen...
Hepimizin hafızasında yeri olan,
sokaktaki ekose ceketli o sahici amcalardan hangisini "Denizleri tüm
devrimci duygularımla anıyorum" dedikten sonra
ardından "Kandiliniz de mübarek olsun"
diye eklerken
hayal edebiliyorsunuz?
***
Şimdi sorumuz bellidir dostlar.
Gezi'cileri de bir gün Ekrem Bey gibi
ekose ceketle görecek miyiz?
Ama ne olur Ekrem Bey gibi daha fit dursun diye ceketin beline
bir iki maşa attırmasınlar, daraltmasınlar.
Ve bir de ekose ceketin üstüne, lütfen
badem bıyıklı gözlüğünden takmasınlar. Mendil de sırıtır.
Hali vakti yerinde olan ve yine macera arayan "Milyon dolarlık çapulcular" da Gezi dönemlerinde podyumlarda gördüğümüz
Swarovski taşlı gaz maskelerinden birini takıp kendilerini "genelden ayıracak" bir tarz yaratabilirler. Hem
kelebek kadar da marjinal durmaz.