Bir grup sanatçının CHP'nin İstanbul Belediye Başkan adayı lehine kampanya başlatmaları gündemin ilk maddesi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bile hafta sonu bu gündem üzerinden yürüdü.
Sanatçıların, mottosu Cem Yılmaz'ın "Her şey çok güzel olacak" filminden esinlenilen kampanyaya hangi motivasyonla soyunduklarına dair çok çeşitli teoriler dile getiriliyor.
Bunlardan ilki de ajansları tarafından yönlendirildiklerine dair.
Ancak isim verecek boyuta varan bu ciddi ithamlarla ilgili şu ana kadar doyurucu bir delil ortaya konulmuş değil. Sadece Gezi sürecindeki deneyimler üzerinden tahminlerde bulunuluyor.
Koca koca insanlar, sanatçılar da kampanyaya kendi iradeleriyle katıldıklarını söylüyorlar.
Dolayısıyla bize düşen beyan esastır deyip vakanın kendisi üzerinde kafa yormaya çalışmak. Çünkü diğer kolay yolun işe yaramadığını defalarca gördük.
***
Bence işe bu kampanyanın kime ne faydası olduğunu konuşarak başlayabiliriz. Şüphesiz bu herkes için daha anlamlı olacaktır.
Örneğin bu
destek Ekrem İmamoğlu'na yararlı olmuş mudur?
Popüler karakterlerin, kitlelerle iletişim kurarken daha genel imajlara ihtiyaç duyan siyasilerin çok işine yaradıkları ortada.
Peki, asıl soruya gelelim...
Pozisyonları açık etmek, bir siyasetçi için oy istemek
sanatçıların işine yaramış mıdır?
Örneğin kimi ünlülerin, politikalarını desteklediğim Tayyip Erdoğan'a yakın durmaları benim bu kişiler hakkındaki görüşlerimi ya da beğenilerimi hiç ama hiç etkilemedi.
Ajda'yı hep sevdim, yine dinliyorum... Tarzım olmayan bazı ünlülere de Külliye 'deki 29 Ekim resepsiyona gittiler diye sempati duymaya falan başlamadım.
***
Olsun, sanatçıların topluma karşı sorumlulukları var. Kimi zaman getirisini, götürüsünü düşünmeden kendilerini var eden halka karşı borçlarını ödemeliler diyebilirsiniz.
Haklı da olabilirsiniz.
Ama sanırım siz de benim,
politikleşen sanatçıdan, bir taşra siyasetçisinden ya da ergen twitter trolünden daha fazla beklentim olmasını anlayışla karşılarsınız.
Didaktik olmadan, yan anlamlar yaratarak
politik görüşünü estetize edene kimin ne sözü olabilir.
Yani zordur sanatla siyaset yapmak; herkesin harcı da değildir.
Yoksa günlerdir ülkeye siyasi nutuk attığı halde, Twiter'da takipçisinden gelen "
George Orwel/1984" kitap tavsiyesine "bilmiyordum, mutlaka okuyacağım" yanıtını veren Athena Gökhan'ın durumuna düşersiniz.
Şarkılarınızı dinlerken, skeçlerinizi izlerken üst perdeden politik tavır aldığınızı sanan fanlarınızı bile hayal kırıklığına uğratırsınız, büyünüz bozulur.
Bu arada "Pink Floyd" diye bir grup var, o da çok iyi Gökhan, dinlemelisin.