Dün Ankaralı meslektaşlarımız, yeni Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a şehrin amblemini değiştirip değiştirmeyeceğini sordular.
Sonunda!
Zira ne zaman yeniden ısıtılacak diye meraktaydık. Eski tartışmadır...
1994'te Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Melih Gökçek'in, Hitit Güneş Kursu'nun yer aldığı amblemi değiştirip Koca Tepe Camii silueti kullanmayı tercih etmesinden beri sürer.
Başkentte özellikle CHP'liler 25 yıldır, halk partili yıllarda kullanılan ambleme dönülmesi özlemini hep içlerinde diri tutarlar.
Davalar açılır, karşılıklı itirazlar birbirini izler:
Şehrin amblemin "değiştirilmesinedairyürütmenindurdurulması" kararı verilir.
Hemen ardından da amblemin "değiştirilmesinedairyürütmenindurdurulmasıkararınındurdurulması" kararı gelir.
16 yılına şahitlik ettiğim bu tartışma daha da eskilere dayanır elbette.
İmparatorluktan Cumhuriyete geçiş sürecinde, uluslaşma projesinin sonucu olarak daha seküler imaj arayışlarıyla Hititlerin falan hatırlanmasına kadar.
Muhtemelen o dönemde de "ETİ'ler kim? Bu güneş kursu da ne ola ki?" diye söylenen "Angaralılar" vardı.
***
Peki,
Mansur Yavaş gazetecilere ne cevap mı vermiş?
Ne desin adamcağız? Aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık.
Değiştireceğim dese
"Hayırdır Cami'den mi rahatsız oldun" diyecekler...
"Eski ülkücülüğü" tartışma konusu yapılacak...
Değiştirmeyeceğim dese CHP'liler isyan edecek? "Seçim gecesi eski ülkücü arkadaşlarının CHP genel merkezinde tekbir getirmeleri yetmedi mi" diye çıkışacaklar.
Mansur Bey de yine ortaya karışık yapmış:
Ninemin bıyıkları olsaydı türünden bir cevapla geçiştirmiş.
"
Meclis'te çoğunluğumuz yok ki" demiş.
***
23 Nisan'da, Cumhurbaşkanlığı'nın düzenlediği, bizim gazetenin de basın sponsoru olduğu
Ara Güler sergisini izlemek üzere gittiğim Londra'da aklımda yine bizim belediye seçimleri vardı.
Bir yandan memleketteki son duruma dair neler olup bittiğini telefonumdan takip ederken, bir yandan da
Birleşik Krallık'ın başkentini gezme fırsatı buldum.
Buram buram tarih kokan Londra'daki
yüzlerce yıllık sembolleri, ritüelleri, pratikleri düşündüm.
Bizler Batı'ya benzemek için kendimize sürekli yeni isimler bulurken, eskisini yenisiyle değiştirirken, uygarlığın bu kadim kentindeki gelenekçiliği sorguladım.
Hangisinin işe yaradığının cevabını siz verin.
Sanırım mesele adından ziyade o adı kimin koyduğu.