Bizim gazetede, "ünlü model hakkında terör örgütü propagandasından soruşturma" haberini görünce bir bakayım dedim. Kimmiş bu "ünlü" ve onun propagandasına ihtiyaç duyan ünsüz terör örgütü diye...
Dilek Yaman'ın haberinden aktarıyorum:
"Model Didem Soydan, terör örgütü mensubu Hasan Ocak'ın kaybolması sonrası oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri 'ne destek veren bir paylaşım yaptı.
Sosyal medyada Ocak ile annesinin fotoğrafını paylaşan Soydan; 'Bir anne, evladını arıyor. Onlar benim için sevginin, analığın sözlük karşılığı.
Gördüğünüz muamele için sizden özür dilerim' diye yazdı. Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü de ünlü modelin bu paylaşımıyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu." Sonuç mu? Ne olacak, Soydan hakkında takipsizlik kararı verilmiş tabii ki.
Ama bu kadarı bile fazla değil mi?
Zira polisin, yargının, 1995'te oğlu "faili meçhul" diye kayda geçmiş bir annenin acısına her ne sebeple olursa olsun ortak olanların peşine düşmekten daha önemli işleri var.
Hele ki böyle bir dönemde.
Ama sağ olsunlar sayelerinde, adını ilk kez duyduğumuz ünlü mankenin (belki de benim cahilliğimdir) annesine "haberi" nasıl verdiğinin hikâyesini bile dinledik...
Nazım'ın 10 yıl yattığı Bursa Cezaevi'nden yazdığı, "Sevdalınız hapistir" dediği mahpusluk notlarını okur gibi...
31 Mart seçimleri öncesine Türkiye kararını yetiştirmeyi başaran çalışkan Avrupa Parlamentosu rapörtörleri, "meseleye" raporda yer veremedikleri için üzülmüşlerdir şimdi!