Venezuela'da atılan düğümü herkes bir tarafından çekiştiriyor...
ABD, Venezuela'nın "komşuları", Avrupa Birliği ülkeleri bir yandan; Rusya, Çin, Küba bir yandan...
Körleşen düğümün ta ortasında sıkışansa, güya "iyiliği düşünülen" Venezuela halkı.
Tıpkı geçtiğimiz gün yine, Kolombiya'nın Cucuta kenti ile Venezuela'nın San Antonio del Tachira kasabasını bağlayan Simon Bolivar Köprüsü üzerinde sıkışıp kaldıkları gibi...
ABD gönderdiği yardımları sınır noktasından ülkeye sokmaya çalışan muhaliflerle güvenlik güçleri arasındaki çatışmada hayatını kaybedenler olduğu söyleniyor.
Yani köprünün bir tarafında kendilerine daha rahat yaşam vadeden, bütün sorunların çözüleceğini, pahalılığın azalacağını vadeden yabancılar... Öte tarafta mevcut belirsizliği ve kötü gidişatı, umut vermese de içeride çözelim diyen Venezuela yönetimi.
Bakalım halk, köprüyü geçene kadar kime "dayı" demeye karar verecek?
***
ABD ve Avrupa basınına Venezuela konusunda hiç güvenmiyorum. Nasıl korkunç bir manipülasyonun altına imza atarak gazeteciliği katlettiklerine Venezuela'dayken bizzat şahit oldum.
Bu yüzden okuduklarımı, geçtiğimiz haftalarda olayları izlemek için gittiğim Venezuela'da tanıştığım dostlarımdan ve gazetecilerden teyit etmeye çalışıyorum.
Üzerinde hemfikir oldukları noktalar şunlar:
1- Ülkede işler, Caracas sokaklarında
arabayla gezip video çeken Başkan
Nicolas Maduro'nun söylediği gibi tıkırında değil. Ülke sokaklarında
hissedilen sessizlik, huzurun değil
tedirginliğin ve belirsizliğin yansıması. Vatandaşlar ekonomik açıdan gerçekten zor durumda.
2- Ancak ülkesine müdahale çağrısı yapacak kadar yakayı dışarıya kaptırmış muhalefet lideri
Juan Guaido da umut vermiyor. Sokak eylemlerinin başladığı birinci ayın sonunda "uluslararası tanınmışlık" vaadi dışında halka bir şey veremedi.
3- Eğer Guaido diğer muhalefet liderleri gibi "
süresiz sokak çağrısı" yapmanın ötesine geçemeyip
aynı döngüye girerse
Maduro şimdilik kefeni yırtar!
Evet, şimdilik!
***
Peki, Maduro yandaşıyla ve muhalefetiyle, asıl meselemiz olan Venezuela halkı "yırtabilecek mi?" Halkın normal hayatlarına kavuşabilmesi için önündeki tek şans bu '
kırk satır mı, kırk katır mı?' düzleminden çıkmak.
Venezuela'nın önünde
beceriksizlik ve
yabancı müdahalesi dışında başka
bir ihtimal daha olduğuna inandırdıklarını
göstermek. Herkese... Hem içeriye hem
dışarıya.
Mesela, iktidarıyla, muhalefetiyle
bir eylemde de yan yana gelmek!
Hayal mi?
Bilemiyorum, kararı kendileri verecek.
Bana şimdiki kutuplaşmanın sorunlarını çözmesini beklemekten daha gerçekçi geliyor.
Aksi halde, görünen o ki,
sizi fena ayıracaklar dostlarım!
Allah yardımcınız olsun.