Donald Trump'ın Suriye'den çekilme kararına ve PKK-YPG'yi yüz üstü bırakmasına hâlâ inanamayanlar var...
Ülkenin diplomasi başarılarını, yöneticilerinin dik durmasını bu topraklara yani kendine yakıştırmayan komplekslilere... Kısacası inanmak istemeyenlere huzur temenni etmekten başkası nafile.
Kimilerimizse, "too goog to be true" (Gerçek olamayacak kadar iyi) diyerek yaşanan gelişmeye inanmakta zorlanıyor.
Yani bazılarımız yine zor olanı seçip kendilerini mutsuzluğa mahkûm ediyorlar. Üzücü...
Oysa kolay olanı gözümüzün önünde duranı görmeye çalışmaktı. Her zaman olduğu gibi...
Örneğin Trump da seçim kampanyasından beri dünya üzerindeki ABD üslerini kapatacağını söylüyordu.
Bence de beyan esastır, hele ki tutarlıysa.
Bu yüzden başından beri ana akım medyanın Trump linçine karşı çıktım. Hatta "Bu Trump size ne etti kardeşim" başlıklı yazılarımdan dolayı tek bir ABD var sananlar tarafından "Amerikancı" diye de suçlandım.
Aslında uzağa gitmeye gerek yok.
Öyle ya, içeride ve dışarıda ilklerin altına imza atarak özgüvenimizi tavan yaptıran Cumhurbaşkanı zaten bir hafta önce kendinden emin bir şekilde söylememiş miydi?
"Bu işi çözmezseniz bir gece ansızın gelebiliriz" dememiş miydi?
Trump'ın harekete geçmesi için bundan daha uygun bir iklim olamayacağını görmek bu kadar zor mu?
Kaldı ki, El Bab-ı, Afrin'i, PKK'nın ve FETÖ'nün inlerine girilmesini, ulusallaşan savuma sanayisini, püskürtülen dolar taarruzunu düşünün...
Erdoğan verdiği hangi sözü tutmadı?
Biliyorum, kimilerimizin derdi Erdoğan'la ya da icraatlarıyla değil; kendileriyle...
Ama bu takıntı, elin Trump'ının bile "Sözüne güveniyorum" dediği Erdoğan'a "kulak vererek" bu ülkenin tadını çıkartmaya engel değil.
Başkasıyla kapışanı ayırmak kolaydır da kendisiyle kavga edene ne söyleseniz çoğu zaman nafiledir... Ama yine de hatırlatayım dedim.
***
AHMET SEVER BİR ZAMANLAR...
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, görevi bırakıp bırakamadığını bilmediğimiz eski danışmanı Ahmet Sever hakkında soruşturma başlatılmış.
Daha önce de defalarca oldu demeyin.
Bu seferki bana garip geliyor.
Basına sızan bilgilere göre bir gizli tanık ihbarıyla başlayan soruşturmada en güçlü delil de Sever'in Can Dündar'ın mahkemesi izlemesi ve çıkışta ve "Umarım yargı bu yanlıştan döner" demesiymiş.
Sever ta Gül'ün danışmanıyken Dündar'la kankiydi. Köşkten vakit bulup İstanbul'a geldiğinde sık sık Yakup'ta demlenirlerdi. Adam arkadaşını suçsuz bulduğunu söylemiş. Bu mu delil?
Ayrıca sormazlar mı, soruşturma açmak aklınıza bugün mü geldi diye?
Lütfen sivilleşme, demokratikleşme ve vesayetlerden arınma mücadelesi veren bu ülkenin ve halkımızın önüne daha sağlam dosyalarla gelin.