Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Bir ben mi havasına giremedim?

Mart ayında yerel seçimler var. Belediye başkanlarımızı seçeceğiz. Aday tahminleri şimdiden havada uçuşuyor. "Sandık" kelimesini işitince tarihin tozlu raflarından inip lacivert takımlarını çeken, yakalarına da sarı gül asan malum isimler yine sahnede.
Kendilerine bu kurt siyasetçilerin tarzını, klişelerini, belki de "Zübük" karakterini örnek alan yeni siyasetçilerin, nam-ı diğer aday adaylarının kartvizitleri de hazır.
Partilerin ihtimal dahilindeki adayları üç aşağı beş yukarı belli olsa da, ileride önlerini açacağını düşünerek aday adaylığında ısrar ediyorlar. Bir ay bakanlık yapana bir ömür boyu "Sayın Bakan" diye hitap ettiğimize göre onlara da "Sayın aday adayı" diyeceğimizi düşünüyor olmalılar.
Beş ay önceki son seçimin ardından terk edilen işhanı dairelerinde kurulan "yeni" partileri unutmayalım elbette. Seçime giremeyeceklerini kendileri de biliyorlar tabii ki. Ama bu iktidar partisinden bir şey koparma ümitlerine engel olmuyor işte.

***
Kuşkusuz, seçimler yalnızca kendisini "siyasetçi" olarak tanımlayanların ilgisini çekmiyor.
Siyaset üstü pozlar kesseler de siyasetten geçinenlere de gün doğdu.
Her gün, muhafazakar oldukları için otomatikman ahlaklı kabul edilmeyi ve bu konuda herkese akıl vermeyi kendilerine hak sayanların nutuklarını dinliyoruz. Sağ olsunlar, kimin nereden aday gösterilirse ya da gösterilmezse "Gayretullaha dokunacağını" sıralı tam liste halinde yayınlıyor. Bizler de kendilerinden "çok istifade ediyoruz hocam!"
Ha, bir de yerel yöneticilerimizin himayelerinde düzenlenen saçma sapan şiir gecesi organizasyonlarından falan geçinen "romantik belediye İslamcıları" var elbette... "Bir lokma bir hırka" diye diye götürdükleri milyonlar gözlerini doyurmuyor. Hala "dava" dedikleri ikballerinin peşindeler...
O konuya hiç girmiyorum.
***
Sizi bilmem ama bu sıkıcı atmosfer benim hiç ilgimi çekmiyor. Olaya kendimi dahil edemiyorum.
Bu seçimi "son seçim" olarak falan da görmüyorum, daha nicelerini yapacağız bu ülkede...
Dolayısıyla, sanki projeler yarışıyormuş ve ben ineklerin boynuzunu kesip kesmemeyi referanduma götüren İsviçre'nin bir seçmeniymişim gibi konuşmayacağım. "Partisine değil, programına bakacağım" falan demeyeceğim...
Günü gelince gidip genel siyasi görüşüme uyan adaya oyumu vereceğim. O kadar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA