Devlet aygıtının işleyişinde ya da hukukta "pratik" görünmediği için bize mantıksız gelen uygulamalar vardır.
Çünkü "düzenin" işlemesi için, ne yapıldığından çok nasıl yapıldığına bakılır.
Örneğin, bir belediye başkanının yaptığı alt geçit bütün vatandaşların takdirini toplayabilir. Ama başkan, geçide izin veriyor olsa bile çevre raporunu beklemeden inşaata başladığı için yargılanabilir.
Bizler de söyleniriz, "Aman canım Hatice'ye değil neticeye bak" diye...
Elbette yaşamın doğal akışına aykırı görünen usule dair bu hassasiyetin amacı "iyidir." Mesela, delilden suçluya ulaşması gereken polisin, tembellik edip, suçludan işkence yöntemiyle delile ulaşmasını engeller.
***
Bürokrasi de bu yüzden vardır.
Usule bakmak.
Ancak
ilerledikçe hızlanan zamana uymak yerine ona
direnen, yenilenmeyen bürokrasilerin
bizzat
kendisi usul haline dönüşür.
Usule usulen bakar. Bu şekliyle bürokrasi
artık
düzenleyici değil
engeldir. En iyi niyetli ifadeyle
lüzumsuzdur.
Örneği güncelden verelim.
Türkiye'ye gönderdikleri 1.1 milyar euronun hangi
Suriyelilere dağıtıldığına dair verilere ulaşamayan
Avrupa Birliği Sayıştayı çok şüpheliymiş!
Acaba gönderdikleri yardımlar Suriyelilere değil de
başka bir yere mi harcanıyormuş?
Evet, bunu Suriyelilere bugüne değin 30 milyar dolardan fazla harcama yapan bir devlete söylüyorlar. Bunun, 30 liralık et almaya giden çocuğun eline 1 lira sıkıştırmaktan...
Sonra da çocuğun getirdiği eti afiyetle mideye indirip "
1 lirayı başka bir yere mi harcadın" demekten ne farkı var?
Bu yine iyisi... Bir de
bürokrasinin komediye dönüştüğü ülkeler vardır.
Mesela gazeteci Cemal Kaşıkçı davasında
kendilerini yargılamak için Türkiye'den
gerekli delillerin gelmesini beklediklerini açıklayan Suudi Krallığı!
***
Bizim bürokrasimiz de son dönemlerdeki birtakım
küçülme reformlarına rağmen hâlâ takoz vazifesini görüyor.
Sandıkta seçtiğimiz siyasi temsilcilerimiz, her adım atmaya kalktıklarında önleri hâlâ resmi bürokrasi ve kendilerine
STK diyen gönüllü bürokrasi tarafından kesiliyor... Öyle ki, bürokrasi, Andımız konusunda olduğu gibi, dünyayı durdurmaya,
anı geriye döndürmeye, bugünü bile bile dünü yeniden yaşatmaya kalkabiliyor!
İşin daha da kötüsü bürokrasi bunu
yapabileceğine inanıyor!
ABD ve
Rusya da dahil tüm dünya
hızlanmak için, şimdiye kadar
onlarsız yürümez sandıkları bürokratik koltuk değneklerini sorgularken, Türkiye de adımlarını açmalı.
Üstelik
avantajlı bir konumdayız. Seçmenler olarak irade ortaya koyup yeni bir
hükümet modeliyle çağa ayak uydurmak istediğimizi gösterdik.
Şimdi de yıllardır
canımızı usul usul sıkan bürokrasiyi hayatımızda daha az hissetmek
istiyoruz.
Hevesliyiz yani.