Devlet Bahçeli'nin hukuki olarak "özel af" kapsamına giren önerisi "üzerine çalışan CHP'li arkadaşlar"dan bomba bir öneri geldi.
Dünyadaki örnekleri incelediklerini kaydeden CHP Adalet Komisyonu Başkanı Zeynel Emre şu önerisiyle ufkumuzu açtı:
"Verilen cezalarda seçenek yaptırımlara da bakmak lazım. Dünyadan örnekleri inceliyoruz. Brezilya'da çıkan bir afta cezaevinde bir kitap okuyup onun özetini verirseniz infazdan 4 gün düşüyor. Cezanın amacı ıslah ve topluma yeniden kazandırma ise siz halkın karşısına seçeneklerle de çıkabilmelisiniz."
Neden olmasın?
Ama önce bazı noktaların açıklığa kavuşturulması gerekiyor. En önemli sorun da hangi hükümlünün hangi kitabı okuyacağı konusu.
***
Öyle ya, mahpus tutar da kendi istediği kitabı okursa... Ve kendisine uygun olmayan bir kitap seçip vekilimizin dediği gibi "
ıslah"
olacağına daha da
beter olursa...
Mesela
Alaattin Çakıcı... Ben Mario Puzo'nın
The Godfather (Baba) eserini okumak istiyorum derse kabul edilecek mi?
Ya da "konulu" bir tartışmanın ardından
burnunu kırdığı şarkıcıyı hastanede silahla ziyaret edip
havaya sıktığı iddia edilen futbolcu Arda gibi davranıp zamanında içeri girmiş bir "kader kurbanı..." "
Dövüş Kulübü'nü okuyacağım" diye tutturursa ne olacak?
Bu durumda sanırım
cezasından düşülecek mahkûmun
hangi kitabı okuyacağına yargının
karar vermesi daha doğru olur.
Rahip Brunson kitap affından yararlanmak mı istedi...
Koyarsınız Kuran'ı önüne, bak nasıl "ıslah" oluyor, bir daha "
Evangelistlik" yapıyor mu?
***
Aranızda,
CHP'nin
kitap okumayı bir ceza olarak gördüğü
önerisini hafif bulanlarınız olabilir...
Ancak Türkiye'de
kitap okuma cezasına çarptırılan ilk kişi olan Alparslan Yiğit'in bir
gazeteye verdiği röportajından aldığım
şu satırları okuyunca fikirleri
değişecektir sanıyorum:
- Cezayı duyunca ne dediniz?
- Ben
delikanlı adamım dedim, bu cezayı verirseniz
herkes benimle alay eder dedim.
Ha evde bulaşıkları yıkamışsın ha kütüphanede kitap okumuşsun... Ama hâkim bey kararını değiştirmedi.
- Kütüphaneye ilk girdiğinizde neler hissettiniz?
- Önce çok
kötü hissettim kendimi.
İşkence gibiydi. Sanki
bütün kasaba beni izliyor da
kıs kıs gülüyor gibi geliyordu bana. Başıma da bir adam dikmişler beni takip ediyor. Aslında
okuyor gibi yapıp sayfaları geçiştiriyordum. Ama hâkimin okuduğum yerlerden sınav yapabileceğini söylediler, sonra okumaya başladım.
Çok zorlandım,
Allah düşmanıma bile böyle ceza vermesin!
- Keşke
hapis yatsaydım da okumasaydım dediğiniz oldu mu?
- Başından beri öyle dedim zaten. Belediye başkanımız "sabıkana işlenir, iş bulamazsın bir daha" deyince
bağrıma taş basarak okudum. Yoksa 15 gün nedir ki
aslanlar gibi yatar çıkardım,
köy kahvesine girerken de
başımı dik tutardım. (Selahattin Kınalı
, Vatan Gazetesi, 2 Haziran 2003)