Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı 7 Eylül'deki Tahran Zirvesi'nin ardından "Astana masası dağıldı" yorumları yapılmıştı.
Ne var ki hafta başında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasında gerçekleştirilen Soçi Zirvesi'nden çıkan sonuç bu aşırı yorumları boşa çıkardı.
Çünkü görüşmeden, sınırımızın hemen yanı başındaki İdlib'de kontrolün Türkiye ve Rusya tarafından sağlanması kararı çıktı.
Bir taşla vurduğumuz kuşlara bakalım:
3.5 milyon insanın sığındığı kentte sivil ölümlerinin önüne geçildi.
Türkiye'de yeni ekonomik ve sosyal sorunlara neden olacak bir göç dalgası engellendi.
Nusra gibi, kime çalıştıkları, yüzlerine taktıkları İslamcı maskesi kadar net olmayan radikal terör unsurlarının bölgeden tasfiye edilmesinin yolu açıldı.
Türkiye sınırı ile Suriye'nin kuzeyi arasındaki tampon tahkim edildi.
Güvenilmez bir aktör olan İran, Suriye'deki çözüm sürecinde bir adım ötede bırakıldı.
Türkiye bölgesel sorunların çözümünde oyuncu kurucu küresel bir aktör olduğunu ve batı-doğu bloku arasındaki denge rolünü gösterdi.
***
Ancak güneşin batıdan önce doğduğu bu
hızlı coğrafyada
iyi haberlerin mumu yatsıya kalmıyor.
Yine öyle oldu.
Bizler, ABD'nin, Türkiye ve Rusya arasındaki şapka çıkartılacak diplomatik işbirliğine ne yanıt vereceğini düşünürken,
ses İsrail'den geldi.
Erdoğan ve Putin'in Suriye'nin geleceğine dair
dünyaya umut verdiği anlardan birkaç saat sonra
İsrail, rejimin kontrolündeki
Lazkiye'yi vurdu.
Bu esnada, içinde
15 Rus askeri olan bir
uçak düştü!
Ülkesini savaşın eşiğinden çeken Putin, İsrail'in Lazkiye operasyonunu kendilerine sadece
bir dakika önce haber verdiğini... O sırada, düşürülen uçaklarının
İsrail tarafından tehlikeli bölgeye
itildiğini...
Uçaklarının uzaklaşmak için yeterli zamanı olmadığını...
Devreye giren
Suriye hava savunma sisteminin de uçaklarını
yanlışlıkla vurduğunu
açıkladı.
Sözcüsü Peskov da ekledi: "Uçağın düşürülmesi, Türkiye ve Rusya arasındaki
İdlib mutabakatını etkilemeyecek!"
***
Düşünüyorum da...
Bu Putin'in düşürülen kaçıncı uçağı...
Kızıl Ordu korosunu taşıyan uçağını
düşürdüler... Bir
provokasyon sonucu,
Türkiye'nin Suriye
sınırında bir Rus savaş
uçağını düşürmesini
sağladılar...
Uçaklar kâr etmeyince, Büyükelçileri Karlov'u,
Ankara'da
polis üniforması giymiş bir
FETÖ'cüye
vurdurttular...
Ama Putin oyuna gelmedi.
Birbirlerini yesinler diye Türkiye ile Rusya'nın içine tıkılmak istendiği çuvalı gördü.
Sezar'ın hakkı Sezar'a... Sadece bu son olay değil, birkaç yıldır yaşananlara bakınca
Putin'in dirayetini alkışlamamak mümkün mü?