Gazete ve televizyonlarını satıp medyadan çekilen Aydın Doğan veda mektubunda "Kendi isteğimle, yayıncılık mesleğime nokta koymaya karar verdim" diyor.
Ama kimse buna inanmak istemiyor.
Herkes meseleyi doğrudan siyasi gerekçelerle açıklıyor.
Hükümet yanlıları gelişmeyi "yenilgi" olarak görüyorlar. Muhalefet bülteni olarak işlev gören ve çok zaman bel altına inen bu medya grubunun da durumu kabul etmesine seviniyorlar...
Muhalifler de konuya, benzer şekilde siyaset cephesinden yaklaşıp "Aydın Doğan baskılara dayanamadı" diyorlar.
Ben Aydın Bey'in satışın ardından yaptığı açıklamalarında samimi olduğuna inananlardanım.
Bence kararı siyasi değil insani nedenlere dayanıyor.
Çünkü Simaviler'den Hürriyet'i alır almaz merkezden uzaklaştırıp siyasileştiren Doğan, yıllardır yürüdüğü çizgide pekâlâ devam edebilirdi.
Öyle ya, onca yıl, onca kritik dönemeçte medyasının her türlü foyası çıktığı halde çekilmeyecek kadar cesur olan bir adam, şimdi mi korkacak?
28 Şubat'ta medyasının oynadığı karanlık rol aradan geçen 20 yıla rağmen hâlâ soruşturulmayan bir patron, gelecek birkaç yıldan mı kaygılanacak?
Hayır elbette...
Aydın Bey kendisinin de dediği gibi artık yaşlandığını hissediyor. Ve bir medya faaliyetinden ziyade "siyasi dava"ya dönüşen misyonunu, her şeyini bırakacağı kızlarına devretmek istemiyor.
Muhtemelen de bu yükün kızlarına ağır geleceğini, kendisi gibi kurnaz olamayabileceklerini düşündü.
Yani onlara güvenemedi.
Çok insani değil mi?
***
ARAMIZDA HÂLÂ GAZETECİ OLMAYAN KALDI MI Kİ?
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, yüzde 54.6 ile gazetecilik ve enformasyonun istihdam alanının en düşük meslekleri olmuş.
Bence TÜİK yanılıyor. İnanmıyorsa Twitter'a baksın, gazeteci olmayan kimse yok.
***
YENİ PATRONDAN İZİN İSTENDİ BİLE!
İş garantisi en az olan meslek grubu gazetecilerdir.
Hava bir anda döner, anlamazsınız bile.
Ama kapının önündesinizdir.
Bazen de, birkaç kez benim de başıma geldiği üzere, zaten kapının önüne çıkmaktan başka bir şansınız kalmamıştır.
Doğan Medya'nın satışının ardından pek çok meslektaşımızın kafası bu ağır sorularla, kaygılarla meşgul.
Dilerim yeni patronajın tasarrufları aşırıya kaçmaz ve Doğan Medya'daki emekçiler işlerine devam ederler.
Gruptaki "gediklilerin" kaygılanmasınaysa gerek yok. İlk günden havaya girip muhalefetten istifa edenlerin ve yeni patronla ilgili eski twitlerini silenlerin pişkinliğine bakılırsa rahatlar da zaten.
Aydın Bey'in T24'e verdiği şu son röportaj da mutlaka yüreklerine su serpmiştir.
"Bir an evvel Bodrum'a gitsem, birkaç arkadaşımla otursam istiyorum. Biliyorsunuz, bizim yıllardan beri yaptığımız Rodos seferlerimiz var gazeteci arkadaşlarımla.
Onu yapmak istiyorum. Yeni patronlar müsaade eder mi bilmiyorum.(Gülüyor)." Eder Aydın Beyciğim, eder... Erdoğan Demirören anlayışlı bir patrondur, siz kafanızı fazla yormayın...
Zira tekneyle Rodos seferine gazeteciden iyi garson bulmak bugünlerde her şeyden daha zor.