ABD Başkanı Donald Trump "Çok yakında Mars'a gidiyoruz. Eğer rakibim kazansaydı Mars'a gidemezdik, bunu düşünemezdik bile" diyor.
Ne var ki seçilmesinin üzerinden bir yılı aşkın süre geçtiği halde hâlâ Başkan'ın rakibini nasıl olup da yenebildiği tartışılıyor.
Geçtiğimiz gün bu tartışmada öne sürülen iddialardan biriyle ilgili çok önemli bir gelişme yaşandı.
ABD Başkanlık seçimlerinde Donald Trump'a politik danışmanlık veren Cambridge Analytica isimli şirketin eski bir çalışanı ortaya çıktı... Ve Cambridge Analytica'nın Facebook'tan topladığı verileri seçim sonucunu etkilemek için kullandığını açıkladı.
Çarşı bir anda karıştı tabii. Zaten güvenilirliği sorgulanan Facebook'un hisseleri küresel piyasaları sarsacak şekilde borsada çakıldı.
Şirkete, verisi çalınıp siyasilere verilen her bir kullanıcı için 40 bin dolar civarında ceza kesilebileceği belirtiliyor. Hakları ihlal edilen 50 milyondan fazla Facebook kullanıcısından bahsedildiğine göre varın hesabı siz yapın.
Brexit referandumunda da çalışan Cambridge Analytica ve Facebook hakkında İngiltere'nin de soruşturma başlattığını da hatırlatalım.
***
Peki, sözünü ettiğimiz sosyal mecralardaki veriler gerçekten de seçimlerin sonucunu iddia edildiği kadar güçlü etkiliyor mu?
Uzmanlar, bunun "
big data"yı nasıl akıllıca analiz ettiğinize
bağlı olduğunu söylüyor.
Örneğin rakibi
Hillary Clinton'a göre çok daha az kişi ve bütçeyle seçim kampanyası yürüten
Trump'ın bu datalarla muazzam bir zaman kazandığı iddia ediliyor.
Yani Trump seçimlerde
tüm merkez medya desteği arkasında olan rakibiyle koşullarını, Facebook'tan aldığı veriler sayesinde "
kararsız"
seçmene odaklanarak eşitlemiş.
Başkanın, sonuçta beklenmedik şekilde seçildiğini düşünürsek taktiğinin işe yaramış olma ihtimali de yükseliyor.
***
ABD'de seçmen refleksini okuma tartışmaları yapılırken, bizde de
seçmen reflekslerini manipüle etme konusunda mahir bir mecranın satışı konuşuluyor.
Hükümet getirip götürmekle övünen
Hürriyet'in dahil
olduğu Doğan Medya, Demirören'lere satıldı.
Başka ortak olup olmadığı henüz net değil ama sözü edilen rakam
1 milyar dolar civarında.
Bir yanda
yılların Hürriyet'i, bir yanda daha
üç beş yıl önce sıfırdan hayatımıza giren
Facebook...
Birinin tartışılması dünya borsalarını etkileyecek küresel sarsıntılara neden oluyor...
Diğerinin
satılması ise, yaprak bile kıpırdatmıyor... "
İşlevini"
yitirdiğinin herkes tarafından çoktan kabul edilmesi yüzünden sanırım.
Biraz acıklı değil mi sizce de?