Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Şimdi birçok hocaefendi beni tefe koyup çalacak. Rabbim bizi tefe koymasın" diyerek yaptığı konuşma tartışılıyor.

Bildiğiniz üzere Erdoğan, son dönemde ortaya çıkıp, din adına kadınlar ve çocuklarla ilgili saçma sapan şeyler söyleyen hocalara "bu çağda yaşamıyorlar" dedi. Özetle, yapılan dini yorumlarda 14-15 asır öncesinin değil, bugünün koşullarının göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi.

Evet, sözlerin içeriği de hedefi de belli... Herkes kastın ne olduğunu anladı.

Ne var ki son dönemde ayarsız hocalar üzerinden pişirilmeye çalışılan laik-antilaik kutuplaşmasına odun taşıyanlar bu çıkıştan çok huzursuz.

Bir süredir sosyal medyada kafalarına kalpak geçirip Atatürkçüleri manipüle etmek için "Şeriat geliyor" propagandası yapan FETÖ'cüler mesela...

Dün Twitter'da hepsi bir anda yeşil sarığa bürünmüşlerdi... Sanki dinle ilişkisi ABD'ye "hicret" seviyesinde olanlar kendileri değilmiş gibi "Uyanın ahali din elden gidiyor" çığlıkları atıyorlardı...

"Bir bölen" çıkartırız diye sarıldıkları Gül ve Davutoğlu'ndan sonra eski gömleklerine "sığışmaya" çalışan AKP'liler de onlara katıldılar... Bir hevesle, imalarla, şimdilerde solcu seçmene satılmaya çalışılan "gerçek dindar parti"nin adresini verdiler.

Bir anda imana gelip Erdoğan'ın dindarlığında kusur arayan ateist arkadaşların sitemi de görülmeye değerdi doğrusu.

Ama nafile...

Erdoğan, marjinal kesimler haricinde, toplumun genelinin hislerine tercüman olan sözleriyle el yapımı bir provokasyonu (bu da EYP) daha imha etti.

Ve çeliğe su verildi

Daha geçen ay "kimin nükleer bomba düğmesi daha büyük" diye kapışan ABD BaşkanıTrump ve Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un kısmetse görüşeceklermiş! Teklif Kuzey Kore'den gelmiş.

Geçtiğimiz aylarda Kore Merkezi Haber Ajansı'nda çıkan, "Şimdi her gün Çin'den yalnızca saçma cümleler ve pervasızca açıklamalar duyuluyor, gerginliği durdurmak adına. Çin, Kuzey Kore ile ilişkileri devirip mezara gömmeden iyice düşünüp taşınmalı" sözleri şimdi yerine oturuyor.

Anlaşılan o ki, Çin bankalarının Kuzey Kore ile ticareti durdurması ve Pekin'in Pyongyang'a yaptığı nükleer deneme uyarısı gibi geçen yılın krizleri Kim Jong-un'u çaresiz bırakmış.

Trump'ın bu flaş haberden hemen önce imzaladığı demir çelik yasasında "Birtane bile çelik fabrikası olmayan ülkelerin, ABD'ye ithal edilen çeliğin yüzde 3'ünü sattığını görüyorsunuz. Çelik aslında Çin'den geliyor" sözleriyle hedef aldığı Çin bakalım bu salvolaranasıl cevap verecek?

Zira Pekin'den gelen "Tabii tabii iyi olur barışın" açıklamaları hiç de inandırıcı değil.

İçinden geçmediyse ne olayım

Ana muhalefet Türkiye'de tutuklanan iki Yunan askeriyle ilgili Çipras'ı "Askerler için Erdoğan'ı niye aramıyorsun" diye sıkıştırmış.

Çipras, parlamentodaki oturumda "Tamam, ararız" türünden sözlerle savuşturmuş muhalifleri. Ama eminim içinden "Ulen bütün FETÖ'cüler, PKK'lılar, DHKP-C'liler bizde, ne yüzle arayacağım adamı" diye geçirmiştir.

Ne yapsın biçare.