Dikkat etmişsinizdir, bu sene 8 Mart Dünya Kadınlar Günü "etkinlikleri" çok daha öncesinden başladı.
Çünkü kadına şiddet tartışması epeydir gündemimizin ilk tartışması.
Bu sorunun elbette pek çok nedeni var.
Ancak genel olarak şiddetle ilgili bir nedenleri olduğu ortada. Erkek, tıpkı çocuklara yaptığı gibi, kadına da kadın olduğu için değil onu güçsüz gördüğü için şiddet uyguluyor.
Ve şiddetin kutsandığı günümüzde bu yalnızca Türkiye için değil tüm dünya için bir problem.
***
Türkiye'de muhalif kesimler ise kadına şiddet konusunu
dinle ilişkilendiriyor.
Ancak bunu açıktan yapamadıkları için sorunu "
Ak Parti zihniyeti" diye tanımladıkları bir düzlem üzerinden tartışıyorlar.
Cinsel taciz ve çocuk istismarı konularında da durum farklı değil...
Kuşkusuz eleştirilerinde kendilerine en çok yardımcı olan da,
Ak Parti ile paralel çizgide gördükleri bazı din adamlarının garip açıklamaları...
Her gün bir tanesi çıkıp, aklı başında herkesin garipseyeceği "fetvalar" veriyor, tanımlar yapıyor...
Bu açıklamalar yalnızca
sekülerleri değil, radikaller dışındaki dindar çoğunluğu da rahatsız ediyor. Ne var ki maç kendi kaleleri
önünde döndüğü için gol hep kalelerine
giriyor.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün bu konuda yaptığı açıklama çok cesurcaydı, aynen aktaralım:
"Din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup, dinimizde yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya.
Anlamak mümkün değil. Yani
bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok
farklı bir dünyada zamanda yaşıyorlar.
Çünkü
İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek
kadar da aciz bunlar. İslam'ın hükümlerinin
güncellenmesi vardır.
Siz İslam'ı 14-15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız.
Böyle bir şey yok. Onun için de bugün İslam'ın uygulanması yer zaman koşullar her şeyiyle o da değişiyor. İslam'ın güzelliği burada zaten."
***
Cumhurbaşkanı, 8 Mart konuşmasında
Diyanet'in de devreye girmesi gerektiğini söyledi.
Bakalım, ta Atatürk döneminden beri bu iş için var olan Diyanet önümüzdeki dönem sorunu aşmak için ne yapacak.
Zira işi zor;
bu çağda fetva ve dini açıklamalar konusunda
bir standart oluşturmak kolay değil.
Ama sanırım işe,
sessizliklerini bozarak başlamalılar. Çünkü
yasakların hükümsüz kaldığı çağımızda,
sürekli "kirli su" akıtılan bu mecraya
"temiz su" akıtmaktan başka yol yok.