CHP bugün kurultayını yapıyor. Genel başkanlarını ve Parti Meclisi gibi önemli organlarını seçecekler.
Partide genel başkan adayı olabilmek için 1200'ü aşkın delegeden yüzde 10'unun imzasını almak gerekiyor.
Ancak, Kılıçdaroğlu karşısında şimdiden aday adaylıklarını açıklayanlar var.
Muharrem İnce, Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk Eminağaoğlu...
Sondan başlayalım.
Eski Yarsav Başkanı Eminağaoğlu'nun yüzde on delege desteğini bulması imkânsız. Partililer, Kocasakal gibi popüler bir ulusalcı varken, onu tercih etmeyecektir.
Ancak Kocasakal'ın da bu kurultayda pek şansı olmadığı ortada. Bence kendisi de bu durumun farkında. Ve bugünkü aday adaylığı, 2019'daki muhtemel seçim yenilgilerinin ardından CHP'de yaşanacak kaos günlerine yatırım.
Hep aday İnce ise şansı en yüksek olan alternatif. Parti kaynakları, yeterli delege desteğini bulacağı ancak Kılıdaroğlu'nu deviremeyeceğinden eminler. İnce 400 oyun üstüne çıkarsa, iddiasından vazgeçmediği mesajını vermiş olacak. "400 alamazsam istifa ederim" diyerek kendisini bağladı da.

*** Evet, gördüğünüz gibi Kılıçdaroğlu için CHP dikensiz gül bahçesi.
Zira Genel Başkan rakipleriyle yarıştığı siyaset arenasında göstermediği performansı parti içinde fazlasıyla konuşturuyor.
Dışarıda yenildikçe içeride büyüyor...
Bugünkü kurultayın ardından da parti içi hâkimiyetini genişletecek.
Aranızda, "Ne olacak ki", diyenler olduğunu biliyorum.
Ben onlara katılmıyorum, çünkü bugünkü haliyle Türkiye'ye hiçbir yararı olmayan CHP'nin zararı tek kendine değil! *** Öyle ya, bir partinin 15 yıl seçimle iktidarda kaldığı bir ülkede, teorik olarak siyasi hayatın stabilize olması beklenir. Normal, aşırı sıçramaların olmadığı bir seyir öngörülür.
Ama Türkiye'de durum tam tersi. Çünkü bu uzun sürede muhalefet "birliğini" tamamlayamadığı için, muhalefeti sinir uçlarını kaşımaya indirgiyor. Demokratik yarışın kurallarını zorluyor. Ne kendi örgütüne ne de seçmene "iktidar" umudu vermediği için de bir muhalefet odağından ziyade huzursuzluğun eksenine dönüşüyor...
Ve haliyle Türkiye'nin ilerlemesi ve gelişmesi önünde bir kayadan farkı kalmıyor.
Yani Türkiye'nin siyasi, ekonomik, askeri açıdan bağımsızlaşması için altın değerinde olan bu istikrar günlerinde zaman kaybına neden oluyor...
Geriye doğru bakan adaylara ve değişmesi beklenmeyen yönetime bakıldığında CHP önümüzdeki günlerde de siyaseti destabilize etmeye devam edecek.
Bakalım, belki 2019 sonrası yaşanması muhtemel dramatik yenilgiler sonrası beyaz atlı bir prens çıkagelir ve ana muhalefetin makûs talihini değiştirir.
Umudumuz kendisine kaldı.