Reza Zarrab'ın "yalan söylemek zorundayım" dediği... FETÖ'cü polislerin 50 bin dolar karşılığı aleyhte şahitlik yaptığı davada jüri kararını açıkladı...
Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla "kara para aklamaktan" suçsuz bulundu.
Ancak Atilla "ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını delmek," "ABD bankalarını dolandırmak," "ABD bankalarını dolandırmaya iştirak etmek" ve "ABD'yi aldatma suçuna iştirak etmekten" suçlu bulundu.
New York Güney Bölge Savcısı Joon H. Kim, kararın ardından şu açıklamayı yaptı:
"Yabancı bankaların iki seçeneği vardır. Ya ABD yasalarını delerek İran'ın veya başka yaptırım uygulanan ülkelerin petrol paralarını almasına yardımcı olursunuz ya da ABD doları ile işlem yapan uluslararası bankacılık sisteminin bir parçası olursunuz. İkisini birden yapamazsınız."
***
Evet, gördüğünüz üzere mesele, savcının da itiraf ettiği gibi net şekilde ortada.
Tartıştığımız yargılamadaki "
ABD'yi aldatmak" türünden ithamların hiçbirinin uluslararası hukukta karşılığı yok. Yani ABD vatandaşı dışındakileri bağlamaz.
Kaldı ki
hiçbir ülkenin komşusuyla yaptığı uluslararası hukukla çelişmeyen ticarete bir başka devlet müdahale edemez.
Ancak adamlar "dünya piyasasında herkes bizim kurallarımızla oynamak zorunda" diyorlar.
BM kararı olmadan İran gibi ülkelere uyguladıkları ambargoyu tüm devletlerin kabul edip ona göre davranmasını istiyorlar.
"
Uluslararası ticarette paramı kullanıyorsan hukukuma da uyacaksın"
dayatmasını herkese kabul
ettirmeye çalışıyorlar.
Çünkü güçlerinin yegâne kaynağı
karşılıksız dolar düzeni...
Bunu da 70'lerinbaşında Suudilerle yaptıkları
petrodolar anlaşmasıyla sağlama aldılar.
Yani dünya üzerinde petrol almak isteyen dolar bulup kullanmak zorunda!
Venezüella gibi bu düzeni tanımayıp başka para birimleriyle dış ticaret yapan ülkelerin başına nasıl çoraplar ördüklerini gördük...
Dünyanın üçüncü büyük petrol üreticisi İran'ın bugünlerde yaşadığı sokak gösterilerinin
altında yatan da işte
bu cüret!
***
Peki,
Türkiye gibi egemen devletler, bu cendereden nasıl çıkacaklar?
Dış ticarette mecburen dolar kullanıp daha sonra ABD'nin kestiği hukuksuz cezalarla muhatap olmamak için ne yapacaklar?
Elbette çözüm
yerli malı muhalefetimizin ve
Davutoğlucu AKP'lilerin iddia ettiği gibi "bakanlar
FETÖ'nün rüşvet iddialarından yargılansaydı
bunlar olmazdı" türünden teslimiyetçi
saçmalıklarda değil.
Bunun tek çözümü doların kader olmadığını yüksek sesle dile getiren
petrol üreticisi ve alıcısı devletlerle işbirliğini daha ileriye taşımak. Bu hedefle oluşturulacak bölgesel ve küresel oluşumların altyapısını hazırlamak.
Tabii ki bu işin bedelleri olacak.
Ancak hiçbirimiz,
bağımsızlığın, ekonomik kalkınmanın zahmetsiz olmasını beklemiyoruz değil mi?
Hele hele bu coğrafyada...
Ya istiklal ya kölelik!