Hükümet yeni bir KHK yayınladı. Muhalefetin karşı çıktığı tartışılan düzenlemeyi şöyle gerekçelendiriyorlar:
"15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasına destek veren vatandaşların cezai yaptırımlarla karşılaşmasını engellemek."
Öncelikle şunu söyleyelim. Demokratik ülkelerde sokağın güvenliğini, asayişini vatandaş değil, görevi yasalarla tanımlanan güvenlik güçleri sağlar...
Durumdan vazife çıkartıp anayasaları ve yasaları çiğneyen resmi üniforma giymişse, fiili durum yaratmışsa, yani tuz kokmuşsa... Bu durumda demokrasiyi koruma görevi tüm vatandaşlara aittir.
Bu yüzden, hukuku ve anayasayı ihlal ederek seçilmiş siyasi iktidarı devirmek için sokağa çıkanı durdurmak, yasaların yüklediği bir eylem olmasa bile, her demokratın sonuçlarını göze alıp yüklenmesi gereken ödevidir.
Burada da dünyanın her yerinde de...
Tarihte de bugün de...
***
Dolayısıyla, bir daha olsun, bu halkın gözünü kırpmadan, suratında hangi maske olursa
eli silahlı zorbaları yine çıktıkları yere postalayacağından kimsenin şüphesi olmasın!
Peki, sol şeridi işgal eden ülkenin ana muhalefet partisi ve ilişikleri
niçin bu devrimci demokrat ödevi bir "suç" sayıyor...
Siyasi mirasını gasp ettikleri Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni ağızlarından düşürmedikleri halde... Nasıl bir mantıkla o
hitabede işaret edilen dâhili ve harici bedbahtlara karşı direnen
yurtseverlere sahip çıkılmasın diye
uğraşıyorlar?
Hangi gerekçeyle
sivil siyasetin vatandaşa karşı borcunu ödediği düzenlemenin geri çekilmesini
istiyorlar?
İç savaş çıkarmış!
Siz söyleyin, iç savaştan korkan, hukuku ve demokrasiyi rafa kaldırıp sivil avına çıkan, sokağı karıştıran darbecileri, teröristleri korkutan düzenlemeden rahatsız olur mu?
***
Sözü uzatmayalım, hükümetten kafalardaki soru işaretlerini giderecek tüm açıklamalar yapılmışken...
"
Kalıcı olur" kaygıları,
söz konusu
yasanın sadece 15
Temmuz'un bastırılması
sürecini kapsadığı vurgulanarak
giderilmişken...
Üstelik de,
FETÖ'cülerin, darbecilerin
15 Temmuz'da vatanı
, demokrasiyi ve laikliği koruyanlara "yargılanacaksınız" diye tehdit savurduğu bir ortamda...
Harekete geçmiş ve geçecek darbecilere, FETÖ'cülere gözdağı veren bu düzenlemeye karşı olan en naif ifadeyle postal yalayıcıdır... Gaflet ve dalalet içindedir.
Ama yine de "Darbe sever de olsalar bir arada yaşıyoruz, toplumsal uzlaşı şart" diyorsanız bir önerim var.
Örneğin, söz konusu KHK'ya FETÖ'cülerden sonra en çok karşı olan
Kılıçdaroğlu'nun eski danışmanlarından Fatih Gürsul dün FETÖ'den hapis cezasına çarptırıldı... Danışmanın telefonunda ByLock bulunduğunu da unutmayalım.
Diyorum ki, "eski danışmanları FETÖ'cü çıkan siyasilere
belli bir süre için yargı muafiyeti sağlayan bir KHK çıkartılsa...
Acaba
Kemal Bey'in ve danışmanları sürekli FETÖ'cü çıktığı için bir hal olan eskisiyle yenisiyle "AKP'lilerin kaygıları"
bir nebze de olsa giderilebilir
mi?
En azından güleriz be!