Fetullahçıların ordu ve polis teşkilatıyla birlikte en yoğun olarak sızdıkları yerlerden biri de yargı.
İhraç Allah ihraç, hâlâ da temizlenemiyorlar. Çünkü tüm hayatlarını takiyye üzerine kuran bu ajanlar başka başka kimliklere bürünerek gizleniyor.
Tıpkı 80'lerin başında girdikleri orduda yıllarca kendilerini Atatürkçü ya da solcu olarak tanıtıp 15 Temmuz gecesi karşımıza şakirt olarak çıkan asker üniformalı o alçaklar gibi...
Kuşkusuz ordu ve yargıdaki alçaklardan söz açınca akla gelen en ünlü isim darbeyi yönettiği Akıncı Üssü'nde yakalanan FETÖ'nün hava kuvvetleri imamı Adil Öksüz... Ve onu bırakan "hukuk adamları..." Dün bu skandalın iddianamesi tamamlandı. İddialar yenilir yutulur cinsten olmasa da, Öksüz'ün serbest bırakılmasına dair karanlık noktaları aydınlatacak cinsten.
***
Öksüz'ün ilk ifadesini alan polis memurlarından Serdar Koçak'ın iddianamede yer alan ifadesine göre,
herkes FETÖ'nün Hava Kuvvetleri imamının yakalandığından haberdar. Ankara emniyetinin amirlerinden müdürlerine kadar...
İddianameden aynen aktarıyorum:
"Polis memuru Koçak bahçedeki herkes tarafından duyulabilecek şekilde Öksüz'e, '
İmamsın oğlum, bundan sonra sen bizdesin
, seninle daha sonra
özel ilgileneceğim' dediği, diğer şüphelilere de Öksüz'ü kastederek, '
Bu sizin imamınız, size emirleri bu getiriyor, koskoca albay olmuşsunuz şu adamdan emir alıyorsunuz, görün işte halini, gördüğünüz kişi sizin üstlerinize akıl hocalığı yapan kişi budur işte, sizin üstlerinize bu akıl veriyor, görüyor musunuz imamınızı? Gelsin kurtarsın kurtabiliyorsa sizin Fetullahınız,
bu gördüğünüz kişi sizin üstlerinize emir ve akıl veren imamıdır, hava kuvvetleri imamıdır." Yani
Öksüz'ün FETÖ imamı olduğu başsavcılığa getirilmeden öğrenilmiş.
Ne var ki bildiğiniz üzere tüm bu istihbarat, FETÖ'cü olduğunu itiraf eden Hâkim Çetin Sönmez'in Adil Öksüz'ü salıvermesine engel olamadı...
***
Evet, bu ve benzeri sabotajlarla bir yandan FETÖ'cüleri kollarken bir yandan halkın adalet duygusunu sarsanlar bize göre terörist...
Son olarak
PKK yöneticilerinden Mustafa Karasu'nun "doğru bir adımdır" sözleriyle desteklediği "adalet" yürüyüşüne çıkan CHP lideri sıradan bir mağdur!
Sıradan bir "Mağdurum da mağdurum" durumu yani...
Zira darbeden henüz birkaç ay sonra Meclis grubunda "
Yaklaşık 1 milyon mağdurdan" söz edip onların hakkını savunarak oylarını CHP'ye kazandıracağım, demişti.
Aralarında mutlaka istisnalar vardır ama Kemal Bey'in o bir milyon mağdurunun kimlerden oluştuğunu biliyorsunuz işte:
FETÖ'cüler ve PKK'lılar!
FETÖ ve PKK davaları genişledikçe, itirafçılar konuştukça da Kemal Bey'in "oy potansiyelim" dediği kitle genişliyor.
Tabii, CHP'de "
bu yeni kitleyi" kimler içine sindirir,
1 yanlış seçmen 3 "doğru partiliyi" götürür mü göreceğiz...