Orta Doğulu olmak zor zanaat...
Paranızın pulunuzun olması da her zaman kâr etmiyor.
Haritada ülkenizin yerini gösteremeyecek adamlar, hayatınız hakkında kararlar verip geleceğinizi karartabiliyor.
Katar krizine bakın...
Trump 20 Mayıs'ta Suudi Arabistan'a gitti ve tonla silah satıp, kendileriyle "yeterince" alış veriş yapmayan ülkelere gözdağı verdi. İşte o seyahatte Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır'ın da aralarında olduğu Arap ülkeleri Trump'ın önüne altın tepsi içinde bir hedef koydular. "Bizi rahat bırak Katar'a bak" dediler.
Trump da bu iğrenç jurnalleme olayını açıkça anlatıp, aslında Katar'ın çikletten çıkan bir umacı olduğunu kabul ediyor:
"Ortadoğu ziyaretimde, radikal ideolojilerin artık finanse edilemeyeceğini söyledim. Liderler Katar'ı işaret etti!"
Evet, iyi bir silah pazarlama müdürü olacağını şimdiden gösteren Trump'ın her hangi bir ülkeyi ABD'nin ulusal güvenliğine tehdit ilan etmesi için fazlasına gerek yok.
Hele bir de savunma harcamalarınız yüzde 2'nin falan altındaysa yandı gülüm keten helva...
Çünkü bu durumda ağırlığına ABD'dekilerin sahip olduğu silah endüstrisinin çorba kazanı fokurdamıyor.
Üstelik Trump acar bir iş adamı olduğu için daha önceki ABD Başkanlarından daha atak davranıyor. Teamül, nezaket, diplomasi falan umurunda değil.
İşte bu yüzden ABD Dışişleri Bakanı Tillerson Arap ülkelerinden Katar'a uygulanan ablukayı hafifletmelerini isterken o çıkıp "Katar babadan terörist" falan diyebiliyor.
Oysa bırakın Katar ve Ortadoğu tarihini, Trump'ın bu kriz çıkana kadar Katar diye bir ülke olduğunu bildiğinden şüpheliyim. En iyi ihtimalle Kuveyt'le falan karıştırıyordur.
Katar'da ülkesinin dev bir askeri üsse sahip olduğunu falan da büyük olasılıkla kriz sürecinde aldığı Pentagon brifingleriyle öğrenmiştir.
Muhtemelen ilk başlarda, Katar'a ambargo koyan Arapları küstürerek Katar emirini Washington'a davet etmesinin nedeni de buydu.
Katar üzerine analizlerde fazlasıyla tarihe ve ideolojiye saplanıp Türkiye'ye güzergâh önerenler bence Trump'ı ve yeni ABD'yi daha yakından tanımaya çalışmalılar.
***
Krizin uzmanı Erdoğan
Katar kara gün dostumuz. Biz de şimdi onları yalnız bırakamadık.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan mesaisinin büyük kısmını bu işe ayırıyor. Dün yaptığı açıklamada da "Krizin Ramazan Bayramı'na kadar çözülmesi gerektiğini" söyledi.
Ancak bu iyi ilişkiler, herkesin dahil olduğu fiili durumdan Türkiye'nin eli boş çıkmasını gerektirmiyor.
Öyle de oluyor. Bizim de ABD gibi Katar'da bir askeri üssümüz olacak. Katar marketlerinin rafları Türk mallarıyla dolu vs.
Keşke Katar'la birlikte Türkiye'ye de ambargo uygulanması gerektiğini söyleyen CHP hiç olmazsa bu dış politika mevzularında yurtsever bir tutum takınabilse.
Üstelik hiçbir şey kaybetmezler, aksine Türkiye ile birlikte kazanabilirler de.
***
Putin konuya daha vakıf gibi
Geç de olsa Rusya da katar krizinde rol çalmaya başladı.
Zira Sovyet Rusya dönemine göre Ortadoğu'da daha fazla hâkimiyet peşinde koşan Putin, İstikbal'in Orta Doğu'da olduğunun farkında...
Dün Katar Dışişleri Bakanı ile bir araya gelen Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov nerdeyse gözyaşlarına hakim olamayacaktı.
"Bazı Arap ülkelerinin Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiği haberinden endişe duyuyoruz..."
Mevkidaşına "ABD'ye güvenmeyin dediği belirtilen Lavrov'un, Putin'in ağzından söylediği şu sözler Rusya'nın da sahaya indiğinin kanıtı:
"Rusya, Katar sorununu çözmek için elinden geleni yapıyor!"