Cem Yılmaz'ın harika karikatürize ettiği "eğitim şart" kalıbı yeniden moda oldu.
Ama bu kez modaya öncülük edenler, Yılmaz'ın çoğu zaman şive komiğiyle seslendirdiği "mektepsizler" değil.
Bu seferkiler okumuş, hatta dünya üzerinde nadir rastlanan "yardımcı doçent" sıfatını göğsünde bir nişan gibi taşıyan tipler.
Öyle ki, aralarında sanki doktor olmadan profesör olunabiliyormuş gibi, kendisinden "profesör doktor" diye söz edenler bile var. (Kulakları çınlasın, Baskın Oran çok kızardı bu uydurma titre.)
Ne zaman ülkede dışarıdan kaynaklanan bir sorun dillendirilse işte bu akademikler sahaya fırlıyor.
Mesela, Türkiye'nin terörle mücadeleyi yalnızca yerel unsurlara karşı değil dünyaya karşı sürdürdüğünü mü söylediniz?
Yüzlerindeki müstehzi ifadeyle hemen savunmaya geçip başlıyorlar ahkâm kesmeye:
"Aman efendim, her ağacın kurdu kendinden olur. Biz kendimize bakalım. Dünyanın işi gücü yok bizimle mi uğraşacak? Boş verelim bu bahaneleri, eğitime, AR-GE'ye falan öncelik verelim..."
Yahu arkadaş tamam eğitim şart, yeryüzünde buna karşı çıkacak tek bir Allah'ın kulunu da bulamazsın zaten.
Ama bak ABD resmen açıklıyor, PKK-PYD 70 TIR ağır silah gönderdiğini. O senin "kendi ağacımızın kurdu" dediklerinin öz be öz Sam Amca'nın tetikçileri olduğunu...
Almanya, Türk yargısından kaçan ne kadar PKK'lı, FETÖ'cü, ajan şu bu varsa vatandaşlık veriyor. Maddi ve manevi yardım yaptığı teröristlere karşı kullanırsın diye sana tank, helikopter satmıyor.
Her gün bir Batı ülkesinde binlerce sivilin ve resmi görevlinin ölümünden sorumlu olan illegal örgütlere gönderilmek üzere yardım kampanyaları organize ediliyor...
Yani adamların işi gücü senin ülken dostum.
Çünkü bu motivasyonlarının altında duygusal sebepler yok.
Dünyanın en stratejik bölgesinde yaşıyorsun. Enerji ve pazar ihtiyacı duyan her gelişmiş devletin çıkarlarının kesiştiği bir coğrafyadasın.
Bu yüzden de açık hedefsin. Herkes kendi ülkesini daha iyi doyurmak için etinden pay istiyor.
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmeyeceği için de demokrasini kurumsallaştırmanı, savunma sanayiini geliştirmeni, ekonomik kalkınmanı gerçekleştirmeni engellemek üzere bir bütçe ayırıyor.
3. Dünyanın geri bıraktırılmışlığının diyalektiği bu.
Yüzyıllardır da, Cem Karaca'nın harika şekilde özetlediği bu yarım porsiyon aydın tipolojisinin katkılarıyla takır takır işliyor bu mekanik...
Hadi bu tiplerin derdi çözüm değil. Cehaletini yüksek tahsiline borçlu, ağzı açık Batı hayranı bir kesimi hassasiyetlerinden tutup yönlendirerek yollarını buluyorlar işte.
Ama insan kendisini doyurup adam eden memleketi de en az şahsi bekası kadar dert eden kimi yurtseverlerin bu şarlatanlara prim vermesine gerçekten üzülüyor.
Oysa azıcık mantık ve hakkaniyet, Batı'ya toz kondurmayı aklının ucundan bile geçirmeden özeleştiriyi abartan bu karakterlerin, derin bir aşağılık kompleksinden mustarip oldukları açık etmeye yeterli.
Haklısınız belki de bir kompleks falan söz konusu değildir.