16 Nisan'da daha sandıklar sayılırken sokakta harlanmaya çalışılan ateşin, CHP içindeki isyanın dumanını gizlemek için olduğunu yazmıştım.
Ama çare etmedi.
Kılıçdaroğlu'nun referandumda çıkan yüzde 48 Hayır'ın üzerine yatma hamleleri ve masaya elini vurup "muhalifler dışarı" diye sert yapması da işe yaramadı.
Dün de CHP'nin en kıdemli parti içi muhalefet lideri Muharrem İnce Kılıçdaroğlu'na "farklılıklara tahammül etmelisin" diyordu.
Peki, CHP'ye paraşütle inen ve 7 yılda 7 seçim kaybetmeyi başarabilen Kılıçdaroğlu gibi bir genel başkanı bile indiremeyen parti içi muhalefetin bu kez şansı var mı?
Bu soruya yanıt vermek için önce CHP'li muhaliflere bakmak lazım.
Muharrem Bey: Yalnızca Sözcü'nün değil, Hürriyet'in de desteğini alabilirse bir şeyler yapabilir. Ancak Doğan Grubu'nun şimdilik gönlünde yatan, CHP temsilcileri Selin Sayek Böke olduğu için işi zor.
Selin Hanım: Emine Ülker Tarhan'ın zamanındaki popülaritesini yakalayan Böke'yi Tansu Çiller'e benzetenler de var. Ancak Selin Hanım'ın önce gülümsemeyi öğrenmesi ya da biliyorsa göstermesi gerek.
Sonrası...
Deniz Baykal:
Allah uzun ömür versin, Deniz Bey hala turp gibi. Ne var ki kendisine kurulan kaset komplosuyla mevcut yönetimin ilişkisine dair iddiaları ağzına dahi almamayı sürdürdükçe, parti içinde samimiyeti hep sorgulanacak.
Fikri Sağlar: Parti içindeki SHP ruhunun en önemli temsilcilerinden.
Daha solcu bir CHP istiyor. Ancak Fikri Bey'in arzu ettiği CHP'nin, merkezileşmiş partilerin öne çıkacağı yeni sistemimizde marjinal kalacağını tahmin etmek zor değil. Zira Sağlar'ın Solcu CHP'si mevcut CHP seçmeninden bile oy alırken zorlanır.
Metin Feyzioğlu: "Olur mu canım o, Barolar Birliği'nin tarafsız başkanı" demeyin.
Kâğıt üstündeki üyelik formaliteden başka nedir ki? Ayrıca referandumda en çok çalışan CHP'li oydu. Partideki avukatların ve ulusalcıların gönlü de onda. En azından eskiden öyleydi.
İlhan Kesici: İstanbul'da kaybedenin genel başkan olduğu CHP için onun da Kemal Bey gibi bir yenilgisi mevcut. Ancak Demirellerin damadı İlhan Bey görev adamıdır.
Kendisine adaylık görevi verilmezse o gönüllü olmaz.
Bu açıdan Kılıçdaroğlu için "kontrollü bir rakip" olarak değerlendirilebilir.
Üzerine naftalin kokusu gibi sinen DYP'liliği konusunda zambak kolonyası faydalı olabilir.
Mustafa Sarıgül: Üzerine çok şey söylemeye lüzum yok. Zira hepinizin bildiği gibi Mustafa Bey bitti demeden bitmez!
Evet, tablo bu. Ancak gün doğmadan neler doğar. Belki bu isimlerin dışında bir isim çıkagelir...
Ve dirilip gelse İnönü'nün bile delege olmayacağı söylenen CHP'nin tek adamını deviriverir.
Örneğin adı olası Cumhurbaşkanı adayları arasında da zikredilen İlker Başbuğ "yeni" ve "taze" kan olarak CHP'de iş görebilir.
***
Binali Bey 2019'u kazanmış bile!
Dün Başbakan Binali Yıldırım 2019'da İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı adayı olabilir mi diye sorgulamıştım.
Yazı adeta bir ön seçim dalgası yarattı.
Ak Partililer ve MHP'liler "aklımızdan geçeni söylediniz" diyorlar. CHP'li okurlar bile Binali Bey'in iddialı bir rakip olacağı konusunda hemfikirler.
Bizimkisi tabii ki sadece bir fikir jimnastiği...
Halk arasında çokça telaffuz edilen bir temenninin, umudun ifadesi...
Zira 2019'a daha çok var, biliyoruz.
