Dün Hürriyet'in manşetinde, Ankara Temsilcileri Hande Fırat'ın yaptığı "7 Eleştiriye 7 yanıt" haberi vardı.
Ancak gazete, basın tarihinin en rezil operasyonları arasında yerini mutlaka alacak olan asıl mesajını içeriden sayfa manşeti olarak görmüştü.
Aynen şöyle:
"Karargah rahatsız!"
Elbette kaynak belirtilmeyen haberde, ordu içerisindeki bazı unsurların, TSK'nın, halkın ve onun seçtiği sivil siyasilerle uyumlu işleyişinden rahatsız olduğu anlatılıyordu.
Evet, bildiğiniz cunta bildirisi işte.
2003'te yine bir Ankara Temsilcisi olan Mustafa Balbay'a Cumhuriyet'te attırılan "Genç subaylar tedirgin" manşetinin kardeşi...
Koskoca bir gazete de halkı ve siyaseti tehdit eden bu provokasyonu, gazetecilik etiğine, sivilliğe, demokratlığa aldırış etmeden manşetine taşıyabiliyor.
Anlaşılan o ki, Doğan ve akıl verenleri, halkın 15 Temmuz'da "Nihai çözüm" olarak masaya açılan darbe kozunu sahiplerine yedirmesini halen hazmedememişler.
Halk vesayete rağmen sandıktan çıkınca, yani egemen olunca devreye sokulan darbe tehdidinin siyasi literatürden kaldırılmasını kabullenemiyorlar.
Kendileri bilirler.
Ama akıllarından çıkartmasınlar ki, artık ne 28 Şubat günlerindeyiz ne de bu halk artık uysal koyun gibi, ülkesini, demokrasisini üç beş cuntacı haine ve onların medyadaki ortaklarına yedirir.
Ve Doğan Grubu, suç unsurları içeren bu beyanatın sahipleri hakkında bildiklerini yargıya bildirmediği sürece, 25 Şubat cunta muhtırasının ortağı olarak hafızalara kazınacaktır.
***
Hürriyet muhtırasını birkaç gündür pişiriyordu
Hürriyet dün patlattığı haberini geçtiğimiz haftadan beri ısıtıyor.
Örneğin geçen perşembe, sivildemokrat çevrelerden gelebilecek eleştirileri bertaraf etmek için ilk sayfadan "Doğan Grubu da darbe mağduru" şeklinde haberler verdiler.
Buradaki "da" bile başlı başına bir itiraf aslında.
Çünkü onlar hiçbir darbenin mağduru olmazlar; çünkü ortaklarıdır.
***
Rahatsız olacaklarına utansınlar
Hande Fırat, manşet yaptığı cunta muhtırasını verenlerin kimler olduğunu söylememiş.
Dolayısıyla, böyle birileri var mı yoksa Fırat'ın "gizli kaynak" dedikleri kendilerine böyle bir güç mü vehmediyorlar, bilemiyoruz.
Ama eğer gazete manşetlerinden komutanlarına başkaldıracak, siyaset yapacak, halka ve seçilmişlere parmak sallayacak birileri varsa da bu kişilerin rahatsızlıkları ancak utançlarından kaynaklanabilir.
Öyle ya karşılarında henüz birkaç ay önce darbecilere 250 şehit vermiş bir halk var.
Arkadaşları da şu an sınır ötesinde savaşıyor, şehit düşüyor.
Atatürk'ün dediği gibi, siyaset yapacaklarsa önce üniformalarını çıkartsınlar.
Zira gazete kâğıdının altından haki yeşil çok sırıtıyor.