ABD'nin "muhtemel" olduğu kadar müstakbel de olan AB Büyükelçisi Profesör Ted Malloch Türk televizyonlarında önemli açıklamalar yaptı.
Kuşkusuz en dikkat çekici olanları FETÖ lideri Gülen ve Obama ile ilgili sözleriydi:
"Bana çok önemli gelen bir nokta var. Yazın yaşanan olaylar, darbe girişimi bunlarla ilgili tüm bilgilere sahibiz. ABD sürecin sonunda iadeyi niçin yapmasın ki?"
Malloch'in, Trump yönetiminin 15 Temmuz'a ve FETÖ'ye dair görüşlerinin Obama ile taban tabana zıt olduğunun kanıtı olan şu cümleleri de çarpıcı:
"(Gülen'in iadesi için) Obama yönetiminde gerekli adımlar atılmamıştı.
Bu örgütün Clinton Vakfı ile bağı olduğu suçlamaları yapılmıştı.
Ancak Trump yönetiminde Fetullah Gülen iade edilebilir diye düşünüyorum." Malloch ayrıca, Türkiye'nin AB'ye üye olmayacağını çünkü zaten yakın bir zamana kadar ortada üye olunacak bir AB kalmayacağını düşündüğünü söyledi.
Muhtemel Büyükelçinin bu bomba çıkışları üzerine, Trump Başkan seçilince sanki Erdoğan da yeniden seçilmiş gibi üzülenlerin hali görülmeye değerdi.
Aydın Bey'in yerli malı CNN'i, Trump düşmanlığını hemen 'interneyşınıl'a endeksledi mesela.
Trump ailesinin gezi harcamalarının ilk günden bilmem ne kadar olduğuna dair haber daha sık geçilmeye başlandı hemen...
Erdoğan'ın Trump ile iyi ilişkiler geliştirip güçlenmesinden ödü kopan Dinci-muhafazakâr maskeli ekip de boş durmadı elbette...
Onlar da eşzamanlı olarak Trump'ın aslında bir "papaz olduğuna" dair teorilerini yeniden piyasaya sürdüler.
Elinden daha iyisi gelmeyenlerse, Trump'ın görevden aldığı bir diplomatın Türkiye aleyhine açıklamalarını RT ettiler Twitter'da...
Peki, nedir bu telaşlarının sebebi?
Yanıt basit.
Çünkü bu cephenin ABD'den, AB'den ve uluslararası kuruluşlardan beklentisi, terör örgütlerinden ve Türkiye'nin düşmanlarından umduğundan pek farkı değil.
Nasıl ulusalcı, yurtsever, Atatürk'çü geçinip, gerektiğinde PKK'lılarla birlikte Kobane sempozyumu düzenliyorlarsa; yeri gelince partileri CHP'yi bırakıp HDP'ye oy veriyorlarsa...
Solcu, Antiemperyalistiz dedikleri halde, emperyalistlerin ve onların örgütlerinin bekasından kaygılanır ve ABD, NATO, BM saldırganlığını azaltma sinyali verince de paniklerler...
Yani özetle onlar, terör örgütlerinin, emperyalistlerin ve uluslararası kuruluşların zeki çevik ve aynı zamanda istemedikleri iktidarlara, yani Türkiye'ye, demokrasiye, halka zarar verebilme ihtimali olanını severler...
İstedikleri kadar sevsinler, sevilsinler, öpüşsünler, koklaşsınlar...
O Fetullah da buraya gelecek...
O AB de sık sık küstahça salladığı parmağını cebine sokacak...
Trump yönetimindeki ABD ve elbette NATO ise, Obama döneminde olduğu gibi önümüzdeki süreçte Türkiye'deki darbecilere artık destek vermeyecek!
Hadi şimdi istedikleri kadar çıldırsınlar, ecnebi eniştelerle sabaha kadar.
Nasıl olsa yarın kahvaltıda yine kendileri utanacak.
