Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında Türk askerlerinin bulunduğu bir binanın, Rusya'ya ait bir savaş uçağı tarafından DEAŞ'a yönelik hava harekâtı esnasında "kazaen" vurulduğu açıklandı. Üç askerimiz şehit oldu. Yaralılarımız da var.
Kremlin, "koordinatlar üzerinde anlaşmazlık" yaşandığını açıkladı. Ardından da Rus Devlet Başkanı Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayarak üzüntülerini iletti, baş sağlığı diledi.
Bahsettiğimiz coğrafya gerçek anlamda at izinin it izine karıştığı bir bölge. Onlarca devlet fiilen sahada. Aralarında da taşeron terör örgütleri ve siviller... Mermiler havada birbirini yalıyor.
Yaşanan karmaşadan ötürü bugüne değin savaş sebebi gösterilebilecek pek çok kaza, sabotaj vs. yaşandı. Ancak bu puslu hava, ülkelerin ilişkilerini dizayn etmek isteyenler için de en uygun ortam.
Türkiye'nin Rusya'ya ait bir savaş uçağını sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle düşürmesini hatırlayın.
Dönemin Başbakanı Davutoğlu'nun "emri ben verdim" demesiyle daha içinden çıkılmaz hale gelen kriz nedeniyle iki ülke neredeyse savaşın eşiğine gelmişti. Gerginliğin ekonomik faturasını da halen ülkece ödüyoruz.
Ancak bu krizin nasıl bir tuzak olduğu çok geçmeden anlaşıldı. 15 Temmuz'un ardından, uçağın Ankara'nın inisiyatifiyle değil, NATO piyonu FETÖ'cülerin bir sabotajı sonucu düşürüldüğü iddiası bizzat Rusya tarafından dile getirildi.
Bereket, son dönemde yaşadığımız deneyimlerle, bu tür kriz durumlarında artık popülizmin cazibesine kapılmamak gerektiğini öğrendik.
Bu yüzden de türlü çeşitli bahaneler ve maskelerle krizleri derinleştirmeye, Türkiye'nin arasının düzeldiği ülkelerle ilişkilerini bozmaya çalışanlara karşı uyanığız.
Dün de yine ortalıktaydı bu tipler. Tıpkı son dönenmede ABD ile ilişkilerini düzelten Türkiye yönetimini kamuoyu nezdinde sıkıştırmak için Trump'a yüklendikleri gibi, bu kez de resmi özür ileten Rusya'nın bilerek, isteyerek TSK'yı vurduğunu söylüyorlardı.
Kimi gazetecilerse, çatışma değil uzlaşma noktalarını öne çıkarmayı gerektiren barış gazeteciliğinin ilkelerini ayakları altına alıp savaş tamtamları çalıyordu.
Referandum öncesi her zamankinden fazla uyanık olmalıyız. Bu sağduyu, gerçekleri öğrenmemize engel değil.
***
Oklar Rusya'ya döndü
Rusya'nın Türk askerlerini kazaen vurduğunu açıklamasının ardından çeşitli bilgiler dolaşıma sokuldu.
Örneğin bunlardan en dikkat çekici olanı, Rus uçaklarının TSK'dan aldıkları koordinatla hedefi vurdukları iddiasıydı. Yani bu durumda Türk tarafı için ortada ya ciddi hata ya da sabotaj ihtimali vardı.
Söylenti üzerinden pek çok teori üretildi.
Ne var ki dün akşam saatlerinde Türk Genelkurmayı'ndan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Rusya'nın uçağıyla vurulan unsurlarımız takriben 10 günden beri aynı noktadaydı. Unsurlarımızın bulunduğu noktanın koordinatları son olarak 8 Şubat saat 23.11'de bildirildi."
Bakalım Rusya bu durumu nasıl izah edecek?
Zira anlaşıldığı kadarıyla "sorun" bizde değil onların ordusunda. Erdoğan gibi, Putin'i de tehdit ediyor!
Birkaç yıldır Türkiye-Rusya ilişkilerindeki krizler gösterdi ki, devletler için en iyi yol bahanelere sarılmak yerine hataları açıkça kabullenip üzerine gitmek.
Evet, Rusya'nın da uzun vadede en kazançlı çıkacağı tek yöntem bu.