Hafta başından beri manşetler atılıyor, programlar hazırlanıyor, gösteriler yapılıyor, Facebook'lar yıkılıyor:
"23 Nisan'ı yasakladılar. Bu sene kutlama etkinlikleri yapılmayacak!"
Allah Allah diyorum, iyi de bizim cuma gününden itibaren gördüğümüz, katıldığımız kutlamalar nedir o halde? Tüm okullarımızda 23 Nisan törenleri yapılmadı mı?
Dün de her 23 Nisan'da olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Anıtkabir'de etkinlikler vardı. Tüm Türkiye'deki törenlere HDP dışındaki partilerin hepsi de katıldı.
Peki, göz göre göre okurlarına, seçmenlerine, ateşi 23 Nisan'a kadar sadece birkaç gün yanacak bu yalanı nasıl söyleyebiliyorlar?
Demiyorlar mı, "Millet 23 Nisan kutlamalarının yapıldığını görünce dönüp bize 'yalancılar' der."
Demiyorlar, umurlarında bile değil. Hatta yalanları ortaya çıkınca daha sinirleniyor ve ağızlarını bozuyorlar.
Tıpkı dün, CHP'nin Antalya Muratpaşa İlçe Başkanlığı'nın yaptığı gibi.
Gazetelerde okumuşsunuzdur, küçücük çocuklarını ellerine verdikleri "uygunsuz" mesajlar yazılı dövizlerle dünyanın belki de en absürt protestosunun altına imza attılar.
"İptal edilecek" dedikleri 23 Nisan etkinliğine katılıp 23 Nisan'ın iptal edilmesini protesto ettiler.
Hayır, hiçbir siyasi analiz falan yapmayacağım; vakit kaybı olur ayrıca çok da sıkıldım. İçimden sadece "acilen bir psikiyatri kliniğine teslim olmaları" çağrısı yapmak geliyor ama...
Ama'sı şu. Zararları sadece kendilerine olsa susacağım. Gelin görün ki milyonlarca insanı da "delirtiyorlar."
Öyle ya, tuttukları siyasi partinin, okudukları gazetenin, kanaat önderlerinin görmezden gelmek, unutmak, bazen de savunmak zorunda kaldıkları bu ve benzeri saçmalıklarına her gün şahit olan vatandaşların ruh halini bir düşünün.
Örneğin dün çoğu, televizyonların Ankara'dan ve tüm Türkiye'den, Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, vatandaşların ve hatta "etkinlikler yasaklandı" propagandası yapan CHP'nin genel başkanının katıldığı 23 Nisan törenlerini izlerken, gazeteleri Sözcü'ye de göz attı. Gazetenin en çok okunan yazarının şu satırlardan ibaret köşe yazıktırmasını okudu.
Bademler merak ediyor...
Yasaklıyoruz.
Hakaret ediyoruz.
İsmini siliyoruz.
Kitaplardan çıkarıyoruz.
Yok sayıyoruz.
Buna rağmen...
Fikirleri niye hâlâ ölmüyor?
İçindeki çocuk yaşıyor çünkü.
Yetişkin cesetler kavrayamaz...
23 Nisan kutlu olsun.
Yazık değil mi, yalanla, dolanla psikolojilerini bozup her ortak mutlulukta üzülür hale getirdiğiniz bunca insana?