Özel hayatına dair tüm ayrıntıları ve iğrenç fantezilerini okurlarıyla paylaşmaktan haz duyan, içinde penis ve sperm geçmeyen yazı yazmayan Hürriyet'in eski başkırosu bu tartışmada da yuvarlanmış tarafını bulmuş.
Dün köşesinde Ahmet Hakan'ın iktidara "bakın ne kadar tarafsızım" mesajı vermek için "Önüne yatma" tartışmasına balıklama daldığını yazıyordu.
Ona göre ruh ikizi Ayşe Arman'ın, ana muhalefet liderinin bir kadın bakana cinsiyetçi hakaretler etmesini savunması hem cesaret işiymiş hem doğru olan...
Evet, evet bizlerin en hafif ifadeyle şuursuzluk dediği durumu anlatıyor kendisi. Yanlış olansa Hürriyet'ten bir kişinin, Ahmet Hakan'ın 'ama'larla bölse de azıcık hakkaniyetli davranması ve bir kadın karşısında cinsiyetçi küfürlere sarılan Kılıçdaroğlu'nu "eleştireyazmasıymış."
Aynen "bizahmet" dediğimiz durum bu da. Haklısınız, yıllardır yaşına başına rağmen ergen çocuklar gibi "marjinalim ben" demek için giymediği kırmızı pantolon kalmayan bu arkadaşın doğrularının, ahlak ya da etik konulu tartışmada ne hükmü olabilir ki.
Ama gazetesindeki "öbürsüler"den farklı olarak asgari bir EQ'ya sahip olan Ahmet için var. Çünkü o kendisinden 10-15 yıl önce şehre indiği halde etrafa fena halde "metropol" çocuğu pozları kesen arkadaşının ne kadar arsız olduğunu biliyor. Belli ki eski başkıronun Arman'la "hard" sohbetlerinde, AK Partili bir kadının hakkını ürkekçe de olsa savunduğu için kendisi hakkında münasebetsiz espriler yaptığından da şüpheleniyor.
Bu yüzden bir süredir köşesinde sitemlerin, "ismi lazım değil"lerin binibipara. Günaşırı, damsız girmeye çalıştığı mahallesinde, AKP'li bir kadının hakkını savunmanın bedelinin ne kadar ağır olduğunu hissettiren yazılar yazıyor.
Dadaloğlu'ndan, Köroğlu'ndan alıntılarla "dönmezem ben yolumdan" tiratları atıyor. Dün de çaresiz "Eğer muhatap bir kadınsa ve siz yatmak kelimesini kullanıyorsanız, akla gelecek şey herkesin aklına gelir. NOKTA" satırlarıyla, bu tartışmada Kılıçdaroğlu'nu savunmanın mantıksızlığına isyan ediyordu.
İsyan dediysek, anlaşılsın diye. Yoksa gördüğünüz gibi bir noktalama işaretini büyük harflerle vurgulamaktan ibaret durum.
Zaten pek takdir edeni de yok. Şimdiden "bu adam da zaten eski yobaz canım" diye söylenmeye başladılar. Nasıl, ekip gibi ekip ama değil mi? Yıllardır ilk kez 3-4 gün üst üste gündeme gelen onda da "yanlış" gündeme gelen Kılıçdaroğlu, Hürriyet "ailesinin" bu artı 18 karesinde kendini nasıl hissediyordur dersiniz? Peki ya ülkenin gerçek sorunlarıyla mücadele etsin diye sosyal demokrat hatta sol bir "lidere" oy verdiklerini düşünen CHP'liler?
Reva mıdır?
***
Eve dönüşün gizli kahramanı
Dün Beşiktaş'ın muhteşem stadyumu Vodafone Arena'nın açılışı vardı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın katıldığı açılışta konuşan Kulüp Başkanı Fikret Orman stadyuma katkısı olanlara teşekkür ediyordu. "Kıymetli Cumhurbaşkanımız! Siz olmasaydınız, sizin destek ve yardımınız olmasaydı, yolumuzu açmasaydınız bu mutluluğu yaşayamazdık. Kara Kartal'ın eve dönüşünün gizli kahramanı sizsiniz. Bu taraftar sizi sonsuza dek minnetle anacaktır!" Merak ediyorum, Orman'ın baskılara boyun eğmeden yaptığı hakkaniyetli konuşmanın ardından, taraftara utanmadan sıkılmadan "Erdoğan stadyuma karşı, yapılmasını istemiyor" yalanına inandırmaya çalışanlar hangi deliğe girecekler.
Evet, muhtemelen her iş yapana sardıkları gibi yine "yandaş Orman" diyecekler.
Komik duruma düşecekler. Zira Beşiktaş'ın muhteşem stadyumu kapı gibi orada duruyor işte! İsteyen o kapıdan girer isteyen...